🏓 Şimdi Gemiler Geçer Uzaklardan Gönlüm Güvertede Sereserpedir
wIXntBW. Akşam Üstü Rüyası / Turgut Uyarşimdi gemiler geçer uzaklardan gönlüm güvertede sereserpedir. ışıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek ne biletim ne param ne dostum var pır pır eder yüreğim bakındıkça... -uyan turgut um, garibim, uyan bura terme'dir. terme köprüsünden kamyonlar geçer, irgatlar üç orada beş burada konuşurlar bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı cigaramı yakar evime dönerim... -gidin gemiler, gidinvardığınız yerlere selam edin gün olur bütün kaygılardan uzak ben de gelirim... Turgut Uyar Büyük Saat yky Turgut Uyar'ın 'Akşam Üstü Rüyası' Sırdar tarafından, 07/09/2003 tarihinde gönderildi. Epigraf Online Türkçe Edebiyat Arşivi
1. Akşamüstü Rüyası – Turgut Uyar Şimdi gemiler geçer uzaklardan Gönlüm güvertede sereserpedir. Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek Ne biletim ne param ne dostum var Pır pır eder yüreğim bakındıkça... -Uyan Turgut um, garibim, uyan Bura Terme'dir. Terme köprüsünden kamyonlar geçer, Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı Cigaramı yakar evime dönerim... -Gidin gemiler, gidin Vardığınız yerlere selam edin Gün olur bütün kaygılardan uzak Ben de gelirim... 2. Bir Gün.. – Edip Cansever O 'bir gün' Yuvalanmış sanki içinizde Buğulu cam tıpkı Hiçbir şey görünmüyor Besbelli dışınızdan bakıyor size. Yokuş aşağı, yokuş yukarı Düzlerde, eğrilerde Yansır ondan size her ışık Bırakılmış bir bıçaktan döğüşte. Beklemek, avuntu-bir silah patladı uzakta- Yakında bir tel koptu Durmanın durgunluğu-yeterse- Sürsün bir süre böyle-ne çıkar- Emzirsin içnizi o sonbahar bulutu. Gelecekte, dediniz-ama ne zaman- Kim bilir, belki de geçmişte Yağmurlardan kalan kimsesizliğin Saklıdır acısı o 'bir gün' de 'Bir gün' buluşuruz-çok iyi- Bir gün' dü, hani nasıl-silinti- Gerisi döküntü günler Ola ki beslemekte 'bir gün'ü hepsi. Seni – Can Yücel Özledim seni... Ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. Beynimi uyuşturuyor özlemin... Çok sık birlikte olmasak bile Benimle olduğunu bilmenin Bunca zamandır içimi ısıttığını Yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları Aksamları her isi bir kenara koyup Seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; Oynaşmalarımızı, Yürüyüşlerimizi, Sevimli haşarılığını, Çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı Beni savunurken; Ve ne kadar yumuşak Bir çift kısık gözle kendini Ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde Buna mecbur olduğunu görmek Ve sana bunları söylemeden ''Git artık'' demek ''Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk Kavuşacaksın mutluluğa'Demek sana nede zor Seni görmemek ve belki yıllar sonra Karsılaştığımızda Bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... de Yorulur – Cahit Zarifoğlu Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım Bana bunu sessizce anlatıyorlardı Bir yerde onların yönlerinden alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki bulvarların geceye vurdukları çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan bir sürü alışkanlıklar taşıyan insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin başkası sevsin diye en seçkin yerine bir şal gezdirirdi İnsanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarla Bir sen varsın hep saçların ağzın Bir merdiven hücresinde uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem seni sonsuz gelişinle saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi Artık gecikmiş alışıldığım gidişinle davranılmaz üstünde durulmaz hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksem Yüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde durmuş ki bakışın boynun bozgun üstünden bir nehir geçer gibi ya gecedir ondan ya bulanık sudan bir hasta gibi ağrımaktasın Gelişini aldım onu nasıl harcadım Denizden bunalıp okyanusa Selâm çakan vapurun Sevindik adımına birden parka çekildik Ve birden nasıl bayram bıyıklı Bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla Eğip başını içlerimden gittiğin zaman Uzağa bir yolcuya çıkar gibi Selini üstüme çektin önce camdan bir mektup dolabının üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın başını duvara değdirmiş bir benzetişle josef ka benzeri bir bakışındı ya da konuşmayı kesip aman sen öyle bir gittin ki benimle Piknik beni sana verdi önce Gelişen güneş yalnızlıktan bir göze Eski ellerin Ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin Ve hançerinle zamana saf durmuş Son gidişindir bu Bunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle zaten hangisi kavak zürafası değil biri bütün yan odaları bekler kuşkulu geçer camlardan ve bırakır yerini bir koridor bekçisine Haydi sen bütün onlara git benimle Son sigaramdın Gidişin antinikotin Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor Elleri iki çeşit durgun Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların Suya inen sesleri Tam şimdi denizinle bir çakıl taşına yaklaşıyor kuma çok yakın bütün kesitlerinle bakıyor ve bunalıyorsun Tam şimdi ipe koşan beni elleriyle alkışlayan ağrıyan bir gün geliyor . Ben-Nazım Hikmet Belki ben o günden çok daha evvel, köprü başında sallanarak bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım. Belki ben o günden çok daha sonra , matruş çenemde ak bir sakalın izi sağ kalacağım... Ve ben o günden çok daha sonra sağ kalırsam eğer, şehrin meydan kenarlarında yaslanıp duvarlara son kavgadan benim gibi sağ kalan ihtiyarlara, bayram akşamlarında keman çalacağım... Etrafta mükemmel bir gecenin ışıklı kaldırımları Ve yeni şarkılar söyleyen yeni insanların adımları... – Yahya Kemal Beyatlı Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı, Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok, Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma. Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma! "Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur. Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını, Bâkiyse rûh eğer dilemezdim bekasını. Hulyâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var? Bitsin, hayırlısıyla, bu beyhûde sonbahar! Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi. 7. Anneciğim – Necip Fazıl Kısakürek Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim! ... 8. Aşk İki Kişiliktir – Ataol Behramoğlu Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir.” 9. Hasretinden Prangalar Eskittim – Ahmed Arif “Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Art arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül gürül akan bir dünya… Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana…” Değildim – Özdemir Asaf Bir akşamüstü pencerenden bakıyordun Ağır ağır, yollara inen karanlığa. Bana benzeyen biri geçti evinin önünden. Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya.. O geçen ben değildim. Bir gece, yatağında uyuyordun.. Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya. Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan, Ve karanlıklar içindeydi odan… Seni gören ben değildim.” En iyi 10 şairi sizler için şairlerimiz şiirlerinde hep bizi bu tarz şiirlerde şairlerin şiirlerini okumanızı tavsiye ederim.
Turgut Uyar'ın şiire olan ilgisi kendi ifadesine göre çocukluk yıllarında başlamıştır. İlk şiir denemesini de ilkokul yıllarında yapmıştır"Güzeldir sevgilim her dakka her an / Güzeldir sözleri kaşı gözleri / Geçtiği her karış sönük topraktan / O anda fışkırır neşe özleri"TURGUT UYAR ŞİİRLERİEn güzel kısa 5 Turgut Uyar şiiri1. Göğe Bakma Durağı İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalımŞu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarındanBebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarındanDurmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtarŞu aranıp duran korkak ellerimi tutBu evleri atla bu evleri de bunları daGöğe bakalımFalanca durağa şimdi geliriz göğe bakalımİnecek var deriz otobüs durur inerizBu karanlık böyle iyi aferin tanrıyaHerkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorumHırsızlar polisler açlar toklar uyusunHerkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumamHerkes yokken biz oluruz biz uyumayalımNasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklardaBeni bırak göğe bakalımSenin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalımTuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorumBu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibiSularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyorSeni aldım bu sunturlu yere getirdimSayısız penceren vardı bir bir kapattımBana dönesin diye bir bir kapattımŞimdi otobüs gelir biner giderizDönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güçBir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsinSeni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlatDurma kendini hatırlatDurma göğe bakalım2. Türkiyem Seni boydan boya sevmişim,Ta Kars'a kadar Edirne' taşını, dağlarınıFırsat buldukça vatanımsın, ekmeğimsinDuyduğum, bildiğim zafersin yıllarca...Zonguldak'ta 63 numaraNazlı sahiller Akdeniz' ciğerlerimde parça parçaYarı kalmış dileğimsin...Sen Koçhisar'da tuzum,Sille'de kızım...Çift kulaklı Sürmene bıçağı çiğ köfte yemeye Adana'yaDadaloğlu'ndan bir koçaklama dilimde- Şu yalan dünyaya geldim geleli...Hey vatanım, bacım, sağdıcım, emmimSenden bir yara her güreşmişim Kırkpınar' da yorgunluk çıkarmışım,Bir akşam vaktiDört bardak kırtlama çayla Erzurum'da..Ardahan'a varmışım yollar uzamışBel vermiş, yol vermemiş Yüce Tanrı dört yanını bezemiş,Beni yakan bir Konyalı kız imiş..Seni boydan boya sevmişimTa Edirne'ye kadar Kars' toprağını, yiğidini,Fırsat buldukça övmüşüm...3. Akşamüstü Rüyası Şimdi gemiler geçer uzaklardanGönlüm güvertede geceler,saz sesleri, peynir ekmekNe biletim ne param ne dostum varPır pır eder yüreğim bakındıkça...-Uyan Turgut um, garibim, uyan Bura Terme' köprüsünden kamyonlar geçer,Irgatlar üç orada beş burada konuşurlarBir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızıCigaramı yakar evime dönerim...-Gidin gemiler, gidinVardığınız yerlere selam edinGün olur bütün kaygılardan uzakBen de gelirim...4. Baharı Bekleyene ben kışın güzelliğini söylerim ne gelirse dilimeçünkü kış bir hazırlıktır soluğuma kıpkırmızı gülümenice kırmızı ayaklar gelip geçti o gün katar katarkış günleri sözgelişi ben bir çöp bile almadım elimealtı kız bir ay ışığı def çalıp şarkılar söyledilerberi yanda ormanlar yanardı, ciğerpareler limeartık su uyur aşk uyanır mendilim kana boyanırbilirim bu baharda da herkes hasetlenir halimeve ellerim batık bir suda akar gözlerim her şeye bakarbahar bir gelsin yeter artık eksikse de bırak ellemesu uyur düşman uyumaz suların dibi güllerdealtı kız bir oğlan def çalıp şarkılar söyledilerbaktım birinin kara bir gecesi düşüvermiş mendilimeşimdi elimde baston silah, başımda şapka öyleağzımda kurşun hızında seçtiğim her kelimesu. hiç kimse durmazsa her şey yürür, bu aşk demektirher şey kullanılmazsa dirim bir ihanettir ölümesakiniz elimiz filan temiz baharı filan beklerizfincanı tastan oyarlar içine bade mi koyarlarbiz silah kuşanırız bize bir şey söyleme5. Biliyor Musun biliyor musunaşk şiiri yazmaktan bıktımbir gün şöyle bir baktımyazdığım bütün şiirler öylebir sarsılma, nedir bubir otuz aşk şiiri dahakendimi hiç suçlamadımpeki o zaman ben nedendereceler sokayım koltuğumun altınaateşim varsa zateney gözleri madençünkü aşk bir suçlamadırsonuna kadar yaşanmamışsabir bardak birada yeni bir denizve yağmureski bir denizde yeni bir adayaşanmamışsasözgelimi Galata'dan Afrika'ya gidiyordumkorsanları kralları ve bazı ülkelerive bütün madenlerive kendi sonumuiyi görmüyordum sonundaher türlü madenielimde bir sürü kağıtlahazırladım kendimi6. Bıktım Böyle Üç yıl sonra mıydı bilmiyorumama ekimin onbeşiydi biliyorumekimin onbeşiydi amaekimin onbeşinde ne oldu bilmiyorumherkesin sular gibi dağıldığı ama herkesinbir sur önünde miydik bir yolda mısemtini bilmediğim bir karakolda mısonra topluca bir bahçede durdukbıktım böyle sayrılıklardanateşim çıksa neyse neneyi bıraksam aklımdan bir suya karışıyorbir büyük savaşda Kıbrıs kıyılarındavurulan ve ölen bir askerinçelik miğferi gibidipde ışıltısını görüyorum yalnızelimi eteğimi çekiyorum bahçedensazlıklara vuruyorum belleğimizalim bir ilk yazdı ama yaşadığımızişte bunu unutmamalı unutmamalıbir ölüm nefes alırken bir dudaktaöbür bütün şeyleri nasıl anlatmalımiğferin paslandığını usul usulbir yangının söndüğünüve suların pırıl pırıl kaldığınıbir otobüs Mersin'den Mardin'e giderkeno zaman aşkınla dol kalbimnerden ne kadar derlediysen o kadarsenin kendine seçtiğin alamet-i farikauzun bir gece görünümünde geçerli hala7. Çok Üşümek Bir Kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızınUrban içinde Üşüyüp Üşüyüp kaldığımızınBir Kalır yanık yağlar yataklarda o otellerMeydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yerO çok yalınç gerçekli gelip gitmelerBir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleriBir Kalır Yılgın Adamların hep "Evet" dedikleriÇok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımızÜşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımızTükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir günBir Kalır uzun kitaplarda anısı çok Üşüdüğümüzün8. Kimsede Görmediğim Kimsede görmediğim bir şiiryüzü al ve akşamı aşıyorEski bir tanrı gibi kendi dinindeUzun süren bir dönemi düşlüyor olmalıİçindeki bir içkinin sıcaklığındaSuskunluğu bir başkaldırı olmalıElleri ayakları sinemalara bulaşmışRomanlara bulaşmışGenel helalara bulaşmışDağları iyi bilmediğindenDenizleri anımsamış olmalıGözleri o yüzden çırpıntılıKara başlıklı geçmiş,Sonsuz gelecekŞimdi burda vakit gece yaBir yerlerde ey gözleri madenGündüz olmalıTaşın içinde bir gündüzDemirin, Kurtarmak Bütün Kaygıları Sularsa akmak birgün birgün birgünBirgün dağlara çıkmak birer birer dağlara çıkmak birgünÇıkmak çıkmak birer birer birgün dağlara dağlara birgünBirgün birer birer dağlaraAh nasıl dağlara birgünEy birgünÇiçek açmak birgünDağlara dağlara birer birer dağlaraOtları büyütmek birgünBirgün köyler kentler yıkanık damlar geri dönmek birgünBirgün yeni dönmekBirgün dağlara çıkmak birer birer çıkmak çıkmakSu yürümek güneş bilmekYeniden orda otlarda orda yeniden orda ordaBitkin birgül bulmak ve geri dönenler birgünEy yorgun atlar, sayı bilmiyen çocuklarEy bütün hazır elbiseciler ey,Birgün olmak, küskün keşişlerden olmamak birgünDağlara dağlara çıkmak sular köprüler sular birgün çıkmakEski kaba arabalardan inip birgün çıkmakDağlara dağlara dağlara başka hiçBirgün Senfoni Önce sesin gelir aklımaÇaresiz kaldıkça hep seni düşünürümGüzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçliSonra cumartesi günleri gelirSonra gökyüzü gelir hemen kurtulurumBir yağmur yağsa da, beraber kere söyledim bir daha söylerimSavaşta ve barışta, karada ve denizde,Düşkünlükte ve esenlikteZamanımız apayrı bize göreYanyana olduk mu eleleAç kalsak ağlamayız güvercinleri okşamış gibi rahatSen yanımdayken ister istemezGeniş meydanlarda akşam üstleriÜstüste üç kere deniz, üç kere yanımdayken ister istemezUzak ırmakları düşmüyor değil aklımaYabancı kadınların sıcaklığıAma Allah bilir ya, ne saklıyayımYanında ihtiyarlamak istiyorum...11. Ses seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştınsandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştınyürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesiherkesin en eski olan kökü, en eski hanesiyeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattınne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattınsen bir atmacanın en uzun çığlığısın, her türlü göktegöğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttınseversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsunçünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursungel ellerini ver en güzel ellerini öyleruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle...12. Sulardan Ürkü suların çoğaltığı seslerden ürküyorumyorgunluk veriyor ürkü¹alacakaranlık gibi anlamsız bir şey birçoban kepeneği gibi ya dagelip çakılıyor aklımasonra hiç bir şeye benzemiyorbir saat iki saat üç saat gibi şeyler oluyoramahiç bir şeye benzemiyortutturduğum türkünedendir bilmemEdip le söylediğimiz zamanoluyordu halbuki-¹ türkü ye kafiye aradığımı sandınız, yanıldınız!13. Tut Ki Ben tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsanya da çok iyi bir şiir yazsanbir saatin aralıksız işleyişibir çocuğun bir sokak kedisini sevişibilmem ki sanki güzel bir akşam gibionun için her akşamı iyi yaşamalıyımyani kıskanılan onudemek istediğim hepsi14. Yavaşça Oluyor Ellerime Susuz bir aklık başlayınca aramızdanyavaşça oluyor ellerime bulaşması,bir eksiyle yüklü minüskül H harfindenbir meydan çarpmasından,beni hatırlamaklarınBunlar bizim kızlarımızdırKara güller önlerinde karasaçları çılgınca ikiye ayrılmış,- hiçbir şey eski açıklığında değil ki -yavaşça oluyor ellerime bulaşması,bir ot sesinden bir at akşamından,tam şehir içinde, otobüs durağında,birden ulaşılmaz gençlikleri herşeyin..Yapmayın.. Nasıl inanırım eşitliğine! .Heryerde gençtir o Büyük sandallar ve sabah çocuğu kıyısındadırKırları ve ormanı geçince hemen,şehir bitince yani çok kolayyani lokantalar bitince sayın örtüleriyle,kuzuların danaların kıyma yapıldığı kasaplardan sonraelmalardan karpuzlardan biraz ötedeyani uzakta..- hiçbir şey artık eski açıklığında değil ki -yani kiliseden bozma camilerdeyani askeriye deposu yapılmış,yani burda, orta yerde, ışıkta ve paradazaman zaman gökyüzü gecesi aralığında......Bir denizin yanında nedir ki bıyıklı ve saçları dökülmüş bir adam,kötü bir alışkanlıktan başka nedir bir adam...15. İlkin Bunu kimse söylemedi belki düşündüçünkü vardır insanın yaşamasındauyku ve öfke gibi vardırkimse söylemedituzunu çoğaltan bir denizdenasıl batarsa güneş öyle bende kaçırdımki gözüm bütün günboyu lekelerdekaçırdım ama şöyle de söylenebilirşiirin bütün geçmişinin dışındaönceden açıklanan her şeyin dışındaörneğin en sıcak ülkelerin yazındaen soğukların kışındayanarım üşürüm berbat olurumhiç bir şeye yaramamama yine de seni severimo zaman sen de beni - Turgut Uyar şiirleri Turgut Uyar Gündem Güncel Haberler
Şimdi gemiler geçer uzaklardan Gönlüm güvertede sereserpedir. Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek Ne biletim ne param ne dostum var Pır pır eder yüreğim bakındıkça... -Uyan Turgut um, garibim, uyanBura Terme'dir. Terme köprüsünden kamyonlar geçer, Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı Cigaramı yakar evime dönerim... -Gidin gemiler, gidinVardığınız yerlere selam edin Gün olur bütün kaygılardan uzak Ben de gelirim... . Turgut Uyar
Şimdi gemiler geçer uzaklardan Gönlüm güvertede sereserpedir. Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek Ne biletim ne param ne dostum var Pır pır eder yüreğim bakındıkça... -Uyan Turgut um, garibim, uyan Bura Terme'dir. Terme köprüsünden kamyonlar geçer, Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı Cigaramı yakar evime dönerim... -Gidin gemiler, gidin Vardığınız yerlere selam edin Gün olur bütün kaygılardan uzak Ben de gelirim... © 2003-2022 Her Hakkı Saklıdır.
şimdi gemiler geçer uzaklardan gönlüm güvertede sereserpedir