🐾 Allah In En Çok Sevdiği Zikir

Allahın pek merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir sıfat ismidir. Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah’tan başkasına verilmesi uygun görülmez. Allah sevdiği kullarına ölçüsüz verir, karşılıksız ikram eder ve dilediği an onları affeder. Çünkü O’nun ihsanı boldur. En zengin kimse Allah kâinatı yaratan ve idare eden en yüce varlıktır. Allah, yarattığı varlıklarından hiçbirine benzemez. Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette Allah’ın hiçbir şeye benzemeyişinden bahsedilir. ALLAH’IN HİÇBİR ŞEYE BENZEMEMESİ İLE İLGİLİ AYETLER. O Rabbiniz, sizin için yeryüzünü bir döşek, göğü de bir dualarla.tefekkur 👉takip edin lütfen 👉Takip edin lütfen takibe değer çok güzel bir sayfa huzur bulacağınız bir sayfa Allah yolunda olalım Duasız bir gün olmaz kardeşlerim ,Duların Sırlarını,Duların tesirini ve gücünü öğrenmek istiyorsanız , Bu güzel sayfamıza Herkes bekliyorum Begenip kaydetmeyi unutmayin lutfen 📣🌼📣🌼📣🌼#din #allah #kuran #hadis Hadîsi şerîflerde geçen zikirleri Peygamber Efendimiz’e Cenâb-ı Hakk’ın öğrettiğinde şüphe yoktur. Hadisimizin diğer rivayetinde geçen “Allah’ın melekleri veya kulları için seçtiği” zikir sözü de bunu göstermektedir. Öyle de olsa, bu zikirleri, sevap bakımından Kur'ân-ı Kerîm ile mukayese etmek mümkün değildir. Allah(c.c.)’ın en çok sevdiği kelam ve melekler için seçtiği zikir; Okunuşu: Sübhâne rabbi ve bihamdihi. Allah’ın (c.c.) en çok hoşlandığı zikir Okunuşu: Sübhâne’l-lâhi ve bihamdihi. Manası: “Allahım seni hamdinle teşbih ederim.” Kim günde 100 kere okursa günahları deniz yüzeyindeki köpük kadar fazlada Allahın tertemiz adı ağza gelince, yani zikir başlayınca ne pislik kalır, ne gamlar, ne kederler.”[5] Şeriatı yaşayan insan, Allah’ı namazda anarak; tarikatta olan buna ilaveten belli sayıda Allah’ı tespih ederek; dinin hakikat boyutunu yaşayan İnsan-ı Kâmil ise Allah’ı her anında anarak Rabb’imizin sevdiği Dedi sabret imtihandır. “Allah, sevdiği kavmi daha çok belâya/sınava uğratır.” (Keşfü’l-Hafâ, I/80) “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki O, bir mü’min için hayrına olmayan bir şeyle hükmetmez. Bu, ancak mü’minler içindir. Şayet mü’mine bir iyilik isâbet ederse o fh1HKtK. YAZAR İrfan ÖZTÜRKSahîh-i Müslim’de Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- rivâyetiyle, Server-i Âlem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar“İki kelime vardır ki; lisanda hafif, terazide ağır, Allah Teâlâ’nın yanında çok sevgilidir. Bu iki kelime; Sübhânallâhi ve bi-hamdihî, Sübhânallâhi’l-azîm»dir.”Bu iki kelimeyi her mü’min her zaman söylemeli ve mânâlarını kalbinde saklamalıdır. Çünkü bu iki kelimenin içinde mübârek ilimler ve derin mânâlar vardır.Sübhânallah» demek; “Ey Allâh’ım! Sen bütün ayıplardan ve bütün noksan sıfatlardan münezzehsin, berîsin. Sen’de hiçbir ayıp, kusur ve noksanlık yoktur. Bozuk inançlardan ve itikādı bozuk olanların itikādından Sana sığınırım.” demektir.Ve bihamdihî» demekle; dünyadaki bütün mahlûkata bütün nimetleri yaratıp gönderen Allah Teâlâ’nın, noksan sıfatlardan berî olduğu gibi, bütün kâmil ve olgun sıfatlarla muttasıf olduğu söylenmiş her bir kefesi gökyüzü kadar büyüktür. Keremi, ihsanı bol olan Allah Teâlâ; bu kadar büyük bir mîzan kefesini dolduracak kadar sevap vermeyi va rivâyet olunur ki; Şuayb -aleyhisselâm- bir münâcâtında, Allah Teâlâ’dan kendisine mîzânı göstermesini niyaz etti. Allah Teâlâ da gösterdi. Şuayb -aleyhisselâm- mîzânın büyüklüğünü görünce;“–Yâ Rabbi! Bunu doldurmaya kimin gücü yeter?” ve Rahîm olan Rabbi’l-Âlemîn;“–Yâ Şuayb! Kulumun bir kerecik; Sübhânallâhi ve bi-hamdihî» demesi ile sevap kefesini ağzına kadar doldururum.” kardeş! Samimiyetle dilini zikirle meşgul et… Mîzânını sevaplarla doldur…Yine Sahîh-i Müslim’de, Sultânü’l-enbiyâ -aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz’in zevcelerinden Cüveyriye -radıyallâhu anhâ- anlatırPeygamber -aleyhisselâm- bir gün sabah namazını kıldıktan sonra, erkenden evden çıktı. Kuşluk vakti tekrar eve döndü. Dönünce;“–Yanından ayrıldığımdan beri hep burada oturup zikirle mi meşgul oldun?” diye sordu. O da;“–Evet.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber -aleyhisselâm- şöyle buyurdu“–Senin yanından ayrıldıktan sonra üç defa söylediğim şu dört cümle, senin sabahtan beri söylediğin zikirlerle tartılacak olsa, sevap bakımından onlara eşit olur Sübhânallâhi ve bi-hamdihî adede halkihî ve rızâ nefsihî ve zinete arşihî ve midâde kelimâtihîYarattıkları sayısınca, kendisinin hoşnut olduğunca, Arş’ının ağırlığınca ve bitip tükenmeyen kelimeleri adedince ben Allâh’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim.” Müslim, Zikir, 79Şimdi, müslümanların bu tesbîhi dillerinden düşürmeyip çok sevap kazanmaları kardeş! Sakın bu fırsatı kaçırma ve şeytana mağlûp olma!..Ne fırsatlar var. İşte bir başka fırsatSad bin Ebî Vakkas -radıyallâhu teâlâ anh- anlatırHazret-i Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanında oturuyorduk. Buyurdular ki“–Siz her gün bin sevap kazanmaktan âciz misiniz?”Bir kimse sordu“–Yâ Rasûlâllah! Bin sevap nasıl kazanılır?”Buyurdular ki“–Yüz kere Sübhânallah» diyene bin sevap yazılır. Yahut bin günahı affolunur.” Müslim, Zikir, 37Müjdeler olsun o mü’mine ki; her gün, her gece Allah Teâlâ’yı zikreder. Allâh’ı zikretmenin, O’nu tâzim için kıyâm etmenin kıymetini ifade sadedinde şu temsili anlatırlarTEMSİLGölgesi ağaca demiş ki“–Biz ikimiz arkadaşız. Beraber dünyaya geldik, beraber büyüdük. Daima güneşle aramızda perde olup, onun yüzünü görmeme mâni olmak sana yakışır mı? Ne zaman ki, güneş benim tarafıma meyletse, sen aramıza giriyorsun. Niçin böyle yapıyorsun?”Ağaç da demiş ki“–Hâşâ, ben sana mâni değilim. Benim güneşi görmem, gece ve gündüz ayakta olup Allah Teâlâ’yı zikretmem sebebiyledir. Sen ise daima yan gelip yatarsın. Bu hâlinle güneşi nasıl görürsün?”Ey kardeş! Gözünü aç. Hak Teâlâ’nın kudreti her şeyde görülüyor. Dilini ve kulağını kötü şeylerden koru ki, Allah Teâlâ’ya yakın Müslim’de Ebû Zer -radıyallâhu anh-’tan rivâyet olunur. Rasûlullah Efendimiz buyurmuşlar ki“Her birinizin her bir eklemi ve kemiği için bir sadaka gerekir. Binâenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rekât namaz bütün bunları karşılar.” Müslim, Müsâfirîn, 84Âdem -aleyhisselâm- dedi ki“–Yâ Rabbî! Benim çalışıp kazanmak ile meşgul olmamı irade ettin. Öyleyse bana bir kelime öğret ki, bütün hamdleri içine alsın ve bütün tesbihlerin yerini tutsun.”Hak Teâlâ vahiy gönderdi“Yâ Âdem! Sabah ve akşam üç kere şunu söyleElhamdülillâhi Rabbi’l-Âlemîn. Hamden yüvâfî niamehû ve yükâfî mezîdeh.”Bu söz bütün hamdleri ve tesbihleri Yahya bin Muâz-ı Râzî -rahmetullâhi aleyh- münâcâtında şöyle yakarıyordu“Yâ Rabbî! Bütün ibâdetleri yapsam, karşılığında hiçbir sevap vermesen ağzımı açıp bir şey diyemem!Yâ Rabbî! Kıyâmet günü, günahlarımdan sual edersen; Rahmet hazinelerin nerededir?» beni yabancılarla birlikte cehenneme koyarsan, orada Sen’in muhabbetinden söz ederim.”Şeyh Yahya Hazretleri bu şekilde münâcâtını bitirince bir ses duydu“Ey Yahya! Hak celle ve alâ, dostlarını düşmanlarından ayırır. Onları müşâhede-i cemal ile şereflendirir.”Derhâl evden çıkıp şehre vardı ve feryâda başladı“Ne kadar günahkâr isem de, O’nun rahmetinden ümitsiz değilim. Ben O’nu dost tutarım. O beni dost tutar.”Naklederler ki; fâsık ve fâcir bir kimse, bir gün hasta oldu. Öleceğinin yaklaştığını anladı. Amel defterinde bir iyilik göremeyip hep günahlarla dolu olduğunu müşâhede u gönülden bir; Âh!» etti ve dedi kiBir günâh etse kişi bin bir gün âh etmek gerek, Bin günâhım var, İlâhî, bir gün âhım yok benim…Ey dünyanın ve âhiretin sahibi! Affet şu fakir kulunu ki ne dünyası vardır, ne âhireti…”Bu şekilde can verdi. Akşam oldu. Basra sakinleri rüyalarında gördüler ki, filân yerde bir velî vefat etti. Kim onun cenâze namazını kılarsa, bütün günahları affolup, cümle ibâdetleri kabul olur. Altıparmak TarihiMerhamet et bize yâ Rabbi, o gün, Günahlarımıza bakma yâ Rabbî! Îmân ehline Sen; Dostum!» diyorsun. el-Bakara, 257 Dostlarını nârda yakma yâ Rabbî! Gülzâr-ı İrfan İslam dininde zikir çekmenin önemi çok büyüktür. İmanın kalpte kalması ve Allah ile sürekli bağlantı içinde olmak isteyen her Müslüman için zikir çekmek çok mühim bir ibadet olarak bilinmektedir. Namazlardan sonra zikir çekilebildiği gibi önemli gün ve gecelerde de zikir çekmek çok sevap kabul edilmektedir. Zikir nasıl çekilir zikir çekerken neler söylenir hakkındaki tüm bilgileri sizler için çekmek dilin ve kalbin her daim Allah ile beraber olması için yapılan bir ibadettir. Kişiyi günahlardan alıkoyan ve ibadetlerini huşu ile yapmasına vesile olan bir amel olarak bilinmektedir. Zikir Nasıl Çekilir? Zikir çekmek Müslümanlar için kalbin ve dilin sürekli ibadet ile meşgul olması isteğiyle yapılan bir ibadettir. Allahu Teala'nın sevdiği zikirleri ve esmaları dil ve kalp ile söyleyerek anmak şeklinde yapılan ibadete zikir çekmek denilmektedir. Zikretmek kelime manası olarak anmak ve sözlü olarak belirli şekilde tekrar etmek olarak kullanılmaktadır. Bir kelimenin zikir olabilmesi için içerisinde Allahu Teala'nın sevgisini kazanmak için ve dua etmek için kullanılan kelimelerden oluşması gerekmektedir. En önemli zikirlerden olan Kelime-i Tevhid zikri dil ile tekrar edilirken başka işlerle meşgul olmadan kalp ile de içten tekrar etmek zikretmenin yöntemlerindendir. Örneğin Kelime-i Tevhid sürekli dil ile söylenerek zikir çekmiş olunmaktadır. Zikir Ederken Ne Söylenir? Zikir etmek için kullanılan kelimeler Allahu Tealadan bağışlanma, af, sığınma ve Allah'ın birliğini teklifini ve büyüklük ile azametini ifade eden kelimeler olmalıdır. İslam dininde bu kelimelere Kelime-i Tevhid, Kelime-i Tehlil ve Kelime-i Şahadet olarak adlandırılmaktadır. Zikir çekmek aynı zamanda Hazreti Peygambere Salat ve Selam okumak şeklinde de yapılmaktadır. En önemli zikirler şunlardır; La İlahe İllallah Kelime-i Tevhid Elhamdülillah Kelime-i Hamd Eşhedü En La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah Kelime-i Şahadet Allahu Ekber Tekbir Elhamdülillah Hamd Estağfurullah Tövbe Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve ala Ali Seyyidina Muhammed Salavat Bu kelimelerin dışında Esmaül Hüsna içerisinde bulunan esmaları zikretmek de zikir kabul edilmektedir. Zikir konusunda birçok zikir ve dua bulunmaktadır. Namazlardan sonra yapılan zikirlerde bulunmaktadır. Farz namazlardan sonra 33 Subhanallah zikri 33 Elhamdülillah zikri ve 33 Allahu Ekber zikri söylenmektedir. Zikir çekerken zikri çeken kişinin gizli olarak zikir çekmesi daha makbul kabul edilmekte ve zikrin faziletini arttırmaya vesile sayılmaktadır. Zikir çekmek günahların affına da vesile olduğu için hadislerde ve alimlerin beyanlarında özellikle tövbe ederek zikretmek günahların temizlenmesine ve ibadetlerin bereketini arttırmaya vesile olmaktadır. Tesbih Zikri Çekerken Hangi Dua Okunur? Namazlardan sonra çekilen tesbih zikirlerinden sonra da dua okunmaktadır. Tesbih çekmeden önce Allahümme entesselam ve minkesselam Tebarekte ya Zel Celali Vel İkram okunur ve arkasından da Subhanallahi Velhamdülillahi Vela İlahe İllallahu Vallahu Ekber Vela Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyül Azim denilmektedir. Tesbih duası okumadan önce ise Ayetel Kürsi okunarak sonrasında tesbih çekilip yani 33 Subhanallah zikri 33 Elhamdülillah zikri ve 33 Allahu Ekber zikri söylendikten sonra ise La ilahe illallahu vahdehu la şeriyke leh lehül mülkü ve Lehül hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir okunarak dua edilmektedir. Dua edildikten sonra Amin demek duayı mühürlemek sayıldığı için önemli kabul edilmektedir. En sonunda ise Fatiha suresini okuyarak dualar tamamlanabilmektedir. Namazlardan sonra yapılan tesbihatlar her namaz için farklı olabildiği gibi uzun tesbihatlarda bulunmaktadır. En kısa hiç yapmamaktansa yapmak ve her namazdan sonra dua etmek salavat getirmek ve ölmüşlere bağışlamak çok faziletli ameller arasında bulunmaktadır. Allah'ın en sevdiği sözleri sana öğreteyim mi?] Türkçe [هل أعلمك أحب الكلام إلى الله؟[باللغة التركية ]Tetkik Muhammed Şahinمراجعة محمد شاهينRabva Semti İslâmî Dâvet Bürosu-Riyadالمكتب التعاوني للدعوة وتوعية الجاليات بالربوة بمدينة الرياض1429 - 2008Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki"Rahmana sevimli olan iki kelime vardır ki, dile hafif ama mizanda ağırdırlar Subhanallahi ve bihamdihi, Subhanallahilazim"[1]Habibetan[2] Habibe kelimesinin tesniyesidir. Sevilen şey anlamındadır. Kastedilen; bunları söyleyeni Allah'ın güzel isimlerinden Rahman ismi, Allah Teâlâ'nın kullarına rahmetinin genişliğine tenbih içindir. Zira O, az amele karşılık olarak bol sevap kelimelerde tenzih, tahmid ve ta'zim vardır."Dilde hafif, mizanda ağır" ifadesi Hafiflik ve ağırlık ile vasfedilmesinin sebebi, az amel karşılığında çok sevap kazandırmasıdır."Hafifetan" kelimesi; söylenmesinin ve harflerinin telaffuzunun kolaylığına işarettir. Dilde kolayca akması, yük taşıyan ama yükü kendisini yormayan kimseye benzetilmiştir. Yine burada diğer mükellefiyetlerde zorluk bulunup bunda kolaylık olmasına rağmen, meşakkatli ameller gibi mizanda ağır olduğuna işaret selef'ten birine iyiliklerin ağır, kötülüklerin hafif olmasının sebebi sorulunca şöyle demiştir"Muhakkak ki iyiliklerin acısı gelip tadı gidince ağırlaşır. Onun ağırlığı seni, onu terk etmeye götürmesin. Kötülük ise tadı gelip acılığı gidince hafifler. Hafifliği seni onu işlemeye taşımasın."Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki"Kim günde yüz defa "Subhanallahi ve bihamdihi" derse günahları deniz köpüğü kadar olsa bile ondan dökülür."[3]"Subhanallahi ve bihamdihi" sözünün anlamı; Allah'ı kendisine layık olmayan her türlü noksandan tenzih etmek ve şirk, eş, çocuk ve bütün düşüklükleri -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki"Sana Allah'ın en sevdiği sözleri öğreteyim mi?""Ey Allah'ın rasulü! Bana Allah'ın en sevdiği sözleri haber ver" dedim. Buyurdu ki"Şüphesiz Allah'ın en sevdiği söz "Subhanallahi ve bihamdihi" demektir."[4]Nevevî der ki"Bu âdemoğlunun en faziletlisi olan Kur'an dışındaki sözlerine hamledilir. Yine Kuran okumak mutlak olarak tesbih ve tehlilden faziletlidir. Belli bir vakte veya duruma mahsus okunması rivayette gelenler ise; bunlarla meşgul olmak daha faziletlidir. En iyi bilen Allah' Battal der ki"Bu faziletler zikrin fazileti hakkında varid olmuştur. Bu ancak haramlar ile büyük günahlardan temizlik gibi dinde şeref ve kemal ehli içindir. Zikre devam eden ve şehvetinin istediklerine uymada ısrar ederek, Allah'ın dininin hürmet perdesini yırtan kimse temizler ve mukaddesler arasına katıldığını veya beraberinde takva ve salih amel olmadan dilinden bu kelimelerin dökülmesiyle onların makamına ulaşacağını zannetmesin!" Abdullah ibni Şeddad anlatıyor Uzre kabilesinden üç kişi Resulü Ekrem'in huzuruna gelip Müslüman oldular. Bunlar yoksul insanlardı. Peygamber Efendimiz "Benim adıma, bunların geçimini kim üzerine almak ister?" diye sordu. Cennetle müjdelenen on kişiden biri olan Hz. Talha bin Ubeydullah "Ben alırım" dedi. Onlar da Talha'ın yanında kalmaya başladılar. Bunlardan biri, Hz. Peygamber'in gönderdiği bir askeri birliğe katıldı ve o seferde şehit oldu. İkinci sahabe uzun bir müddet sonra başka bir seferde şehit düştü. Üç arkadaştan ikisi şehit olmuştu. Üçüncü sahabe ise savaşta değil, daha sonraları rahat döşeğinde öldü. Talha bin Ubeydullah sözüne şöyle devam eder "Bir gece rüyamda bu üç kişinin cennete girdiğini gördüm. Ama garip olanı şuydu. Arkadaşlarından sonra rahat döşeğinde ölen adam en öndeydi. Onun arkasında şehit olan ikinci adam duruyordu. İlk şehit olan ise en arkadaydı. Gördüğüm bu hal zihnimi meşgul etti. Ben de Resulü Ekrem'e giderek rüyamı anlattım. Allah'ın elçisi bana şunları söyledi "Bunun neyini anlamadın, Talha? Allah katında en faziletli kimse, Müslüman olarak uzun bir hayat süren ve Sübhanallah, Allahü Ekber, Lailaheillallah diye Allah'ı çokça zikredendir. En son ölen uzun yaşadığı yıllarda oruç tuttu, namaz kıldı. Daha fazla ibadet etti. Diğerlerinden farkı budur" diye buyurdu. BİR DUA Hz. Fatma'nın okuduğu duâ Ey yedi kat göğün ve büyük arşın sahibi olan Allah'ım! Bizim Rabbimiz, her şeyin Rabbi olan yüce Allah… Ey Tevrat'ı, İncil'i ve Kuran-ı Kerim'i indiren, taneyi ve çekirdeği çıkaran yüce Rabbim! Alnından tutup hesaba çekeceğin her şeyin şerrinden sana sığınırım. Ya Rabbi! Sen öyle evvelsin ki, senden evvel hiç kimse yoktur. Sen öyle ahirsin ki, zatından sonra hiçbir şey yoktur. Sen öylesine açıkta ve görünürsün ki, senin üzerine hiçbir şey yoktur. Sen öylesine sır ve gizlisin ki, senin önünde hiçbir şey yoktur. Ya Rabbi! Bana borcumu ödememi ve fakirliğimi gidermemi nasip et. BİR AYET Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve dilediğine kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir. İsra, 30 BİR HADİS "Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir ekin eker de ondan bir insan bir kuş ve hayvan yerse bu yenenler kendisi için sadaka olur." Buhârî, Müzarea 1; Müslim, Müsakat 2 ?ESMA-ÜL HÜSNA Es-Selâm "Her türlü tehlikelerden selamete çıkaran." BİR SÜNNET Gece yatmadan önce "Felak-Nas Sureleri"ni okuyup iki elini birleştirerek üflemek ve vücudunun her yerine sürmek. HAYATTAYKEN YÜZÜNÜ KIBLEYE DÖN Hz. Ali Medine çarşısında dostlarıyla yürürken yere düşen birini görür. Adam belli ki kalp krizi geçirmekte veya benzeri bir hastalıktan ötürü son nefesini vermektedir. Hz. Ali Müslüman olduğunu tahmin ettiği bu adama doğru koşar ve başı ile gövdesini kıbleye çevirmeye çalışır. Fakat gariptir ki, adam sürekli başını kıbleden ters tarafa doğru çevirmeye gayret eder. Bir iki gayretten sonra Hz. Ali adama müdahale etmekten vazgeçer ve oradakilere "adamı kendi haline bırakın" der. Nihayet adam sırtı kıblede olduğu halde can verir. Hz. Ali camiye doğru yürürken arkadaşlarından birisi merakla bu garip olayı büyük imama sorar. "Ey Ali! Bu gördüğümüz ibretli hal nedendi? Neden bu adam sürekli sırtını kıbleye çevirdi?" der. Hz. Ali üzgün bir şekilde cevap verdi "O hayatı boyunca yüzünü kıbleye çevirip secde etmemişti. Kıble ehli bir insan gibi hareket etmemişti. Son nefesinde de Allah onu istemedi. Çünkü kıbleye dönerek can vermeyi hak etmemişti. Yüce Rabbimiz de onu kıblesine kabul etmedi." Aklımız başımızdayken kıbleye dönmeyi bilmek lazım. Kişinin hayattayken gönlü nerede ise, ölürken de gönlü oraya kayarmış. SORU - CEVAP 1 Zekât kime verilmez? Zekât ve fitrenin kimlere verileceği Tevbe suresinin 60. ayetinde sayılır. Bu durumda şu kişilere zekât verilemez Anne, baba, büyük anne ve büyük baba; erkek veya kız çocuk, kızın ve erkeğin çocukları veya bu çocuklardan olan çocuklar; Müslüman olmayan kişiler ve karı koca birbirlerine veremez. Ama zengin olan kadının, kocasına zekât verebileceğini söyleyen fakihler vardır. 2 Yarışmalardan kazanılan para haram mıdır? Yarışmada herkes ortaya para koyuyor ve sonunda biri bu parayı alıp gidiyorsa haram olur, kumar olur. Bilginizi ölçen bir yarışma ise ve televizyon ya da sponsor bu ödülü veriyorsa yani kimsenin cebinden para çıkmıyorsa haram değildir. Ama başkalarının cebinden para çıkıyor ve bir havuzda toplanıyorsa bu haramdır. Çünkü bunun adı kumar olur. 3 Kazaya kalan ramazan oruçları nasıl tutulmalıdır? Ramazanda tutulamayan veya başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kuran'da "İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar." Bakara 2/184 buyrulmaktadır. Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm yoktur. Kazaya kalan oruçlar, oruç tutulması yasak olan günler dışında, ardı ardına veya ayrı olarak tutulabilir. Ancak bu bir borçtur, hemen ödenmelidir. İnsanın ne zaman öleceği de belli değildir. Ray ID 7383e8e2380b77bf • 2022-08-09 222548 UTC Web server is returning an unknown error Error What happened? There is an unknown connection issue between Cloudflare and the origin web server. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you are a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you are the owner of this website There is an issue between Cloudflare's cache and your origin web server. Cloudflare monitors for these errors and automatically investigates the cause. To help support the investigation, you can pull the corresponding error log from your web server and submit it our support team. Please include the Ray ID which is at the bottom of this error page. Additional troubleshooting resources.

allah ın en çok sevdiği zikir