🎽 Cep Telefonu Kayıtları Mahkemede Delil Olur Mu

Ödenmemişfatura borcunuz olsa da sizlere hat dondurma işlemi yapabiliyoruz. Ancak hat dondurmanın başlamasından sonra 2 ay içinde tüm borçlarınızı ödemeniz gerekmektedir. 2. ay sonunda ödenmemiş fatura borcunuz olursa hattınızı yeniden kullanıma açıyoruz. Görüşmelerim hem Türk Telekom, hem de başka bir sabit telefon Cep telefonu sürekli sinyal verdiği için sahibi 24 saat fişleniyor. Bu dinleme hukuk tanımaz, kötü niyetli istihbaratçılar tarafından yapılıyorsa, mesela 10 yıl boyunca nokta nokta nereye gittiğiniz ve kimlerle görüştüğünüz biliniyor. Soru: Cep telefonu operatörleri yaptığımız tüm görüşmeleri dinliyor mu? HTS Kayıtları Nereden Alınır – Nasıl Alınır. Öncelikle HTS kaydı yani HTS nedir ve bu HTS kaydı ne işe yarar, nerelerde, nasıl kullanılır bunu açıklayarak işe başlayalım. Sonrasında ise HTS kaydı nereden istenir ve nasıl istenir ayrıca kimler isteyebilir bunlardan bahsedelim. HTS KAYITLARI NASIL ALINIR. HTS Raporu nedir? GönderilenSMS’ler sistem tarafından dosyadaki bilgilere göre otomatik oluşturulmakta olup, bilgilendirme amaçlıdır. Bunların delil niteliği taşıyıp taşımadığı hususunun taktiri yargı birimlerine aittir. 11- İlk SMS ile kişiye bilgi verileceği belirtiliyor. Kişinin cep telefonu numarasını nasıl tespit edeceksiniz? Eğerpolis elektronik cihazınızda bir suça ait delil bulunduğuna inanıyorsa (bu delil fotoğraflarınız ya da videolarınız içinde de olabilir), polis cihazınızı delil olarak tutabilir. Polis aynı zamanda cihazınızı yasal anlamda kaybetmeniz için girişimde bulunabilir, ancak buna mahkemede itiraz edebilirsiniz. Konuşmave ses etkinliğini açma veya kapatma. Android telefon veya tabletinizde cihazınızın Ayarlar uygulaması Google Google Hesabınızı yönetin 'i açın. Üstte Veriler ve gizlilik 'e dokunun. "Geçmiş ayarları" bölümünün altında Web ve Uygulama Etkinliği 'ne dokunun. "Konuşma ve ses etkinliğini dahil et" seçeneğinin GXH27. Ses ve görüntü kayıtları mahkemede delil olabilir mi?. Gizlice Alınan Ses Kaydı Delil Olur Mu? Avukat Alper Sarıca. . iphone 7 s müzik dinleme programı! Yargıtay cep telefonuyla yapılan ses kaydını delil saydı - Sputnik Türkiye. İlgili madde hükmüne göre, kişi veya kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına mahkumiyet söz konusu olacaktır. Eğer özel hayatın gizliliğinin ihlali görüntü ya da seslerin kayda alınması şeklinde gerçekleştirilmişse bu durumda fail hakkında hükmolunacak ceza 1 kat arttırılacaktır. Dolayısıyla gizlice alınan ses kaydı , mahkemede delil olarak kullanılamayacağı gibi bunun mahkemeye delil olarak sunulması halinde aslında kişi, cezaya mahkum haberleşmenin gizliliğini ihlal veya kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan dolayı yargılanacaktır. Dolayısıyla ses ya da görüntü kaydı olarak elde edilmiş bir delil mahkemeye sunulmadan evvel mutlaka bir avukata danışılmalı ve bu kaydın suç teşkil edip etmediği ve mahkemede delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı soruları cevaplanmalıdır. Aksi takdirde kişi davasında haklı olsa bile hukuka aykırı olarak elde etmiş olduğu delil nedeniyle cezalandırılabilecektir. Elbette daha önce belirtmiş olduğumuz gibi gerek Yargıtay içtihatlarıyla gerekse Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararıyla belirtilen istisnai durumlarda bazı ses kayıtları hukuka uygun kabul Alınan Ses Kaydı Delil Olur Mu ?Dolayısıyla istisnai durumlar dışında kalan hallerde ancak hukuka uygun bir biçimde elde edilmiş ses kayıtları mahkeme tarafından delil olarak nitelendirilebilecek ve hükme esas alınabilecektir. Örneğin bir kimse sesinin kaydedildiğini biliyorsa bu durumda ses kaydı hukuka uygun delil niteliğinde sayılabilecektir. Fakat pratikte böyle bir durumla sıkça karşılaşıldığını söylememiz de pek mümkün değildir. İçtihatlar ve kararlar yaratılan ayrıksı durumlar ve hukuka uygun olarak elde edilmiş ses kayıtları haricinde diğer görüntü veya ses kayıtları mahkeme tarafından dikkate alınmayacak olup kaydı alan kişinin ceza almasına da sebebiyet verebilecektir. SMS DELİL OLARAK KULLANILAMAZ-Adem TAŞKAYA Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz. Değerli okurumuz, Farkında olarak veya olmayarak Adblocker Reklam Engelleyici kullanarak sitemizi ziyaret etmektesiniz. Habertürk olarak size en hızlı, en doğru ve en tarafsız haberleri sunmak için büyük bir ekiple çalışıyor ve yılda yüz binlerce haber üretip beğeninize sunuyoruz. telefon imei den yer bulma. Ses ve görüntü kayıtları mahkemede delil olabilir mi?. cep telefonu kayıtları mahkemede delil olur mu İçtihatları. bir kisiyi takip etme programi? Yargıtay cep telefonuyla yapılan ses kaydını delil saydı; telefon görüşme kayıtları alma; iphone 6 dinleme engelleme; Bizim de bu kapsamda maliyetlerimizi karşılayabildiğimiz tek gelir kalemimiz, internet reklamları. Elimizden geldiğince bu reklamların sizi rahatsız etmemesi için azami özen göstermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda AdBlock Reklam Engelleme aracınızda haberturk. Bunun karşılığında gösterdiğimiz reklamları okuma deneyiminizi rahatsız etmeyecek şekilde azaltacağımıza söz veriyoruz. Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden ve görüntü kayıtları mahkemede delil olabilir mi?Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için 'Çerez Politikasını' ve 'Gizlilik Politikasını' inceleyebilirsiniz. numaradan telefon takip etme! facebook da takip ne demek. mspy üyelik iptali. iphone 5 yazılım yükleme nasıl yapılır. keylogger türkçe. whatsapp casus takip! telefon sinyalleri izleme. Yargıtay, kendisine hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin başka türlü delil elde etme imkanı bulunmayan kişinin, hakaret edenle arasında geçen telefon görüşmesini kayda alarak elde ettiği delili hukuka uygun saydı. Misafir 10 Aralık Pazar Son dakika haberler, köşe yazılar, ekonomi, magazin, siyaset, spor gündeminin tek adresi HaberTurk. Gündem Mahkeme cezayı bozuldu! Gündem Bireysel başvurular böyle incelenecek!Yargıtay'dan önemli 'ses kaydı' kararı "Hukuka uygun"Gündem Kapatılan Karşı gazetesi çalışanlarına dava açıldı. O Ses Türkiye'nin sevilen ismi veda etti! Acun'un gözdesi geri dönüyor. Seren Serengil, takipçisine verdiği cevapla alay konusu PostsBerrak'ın burs verdiği öğrenci konuştu Kayıt Tarihi Jul İletiler 5. Bu kapsamda olmayan bir suçun işlenmesi ile ilgili delil tespit edildiğinde bu delil kullanılamaz. Kasten öldürme madde 81, 82, 83 , şeklinde geçiyor. Hakareti telefon kaydına aldım, delil olur mu? Olay yeri fotoğrafı mahkemede delil olur mu?Yargıtay'dan önemli 'ses kaydı' kararı - Son Dakika HaberlerYurtdışında olduğum halde pasaportuma telefon kaydı yapılmış Yazan Telefon ses kayıdı delil olur mu Yazan İnternet Araçları İnternet Araçları Digg del. Refik53 2 cevap , Mime 0 cevap , Asıl Borç Miktarından 2. Mirasta mağdur olmamak için ne İşten Ayrılmada Haklı Fesih Fulya19 1 cevap , Miras kalan arsanın hisse devri Ekleyen Ayseerakin 0 cevap , Işveren primimi vermiyor Ekleyen Nstsn 1 cevap , Uzman Yardımcısının Sınavda Kalması Ekleyen Hukuk Forum Yeni Cevaplar. Bedelli askerlik firari olanları Miras hakkı , Işveren primimi vermiyor , Eksik prim , Hukuk Dersleri - Medeni Usul Hukuku - Whatsapp Mesajları Mahkemede Delil Olur mu? Sosyal medya kayıtları, boşanma davasında delil olabilir mi? Yabancı bir sözlük tarafından 2018 yılı için seçilen kelimeyi biliyor musunuz? Momo fobi bu kelimeyi daha önce duydunuz mu? Uzmanlar tarafından cep telefonuyla iletişim olanağından uzak kalma korkusu yani kapsama alanı dışında kalma fobisi olarak nitelendirilip literatüre de bu isimle giren hemen hepimizin yaşadığı tedirginliğin global adı işte bu monofobi. Peki plana mı duydunuz mu? Eğer gittiğiniz yerde oturacağınız masayı belirlerken prize yakınlık mesafesini önemsiyorsanız ya da dışarıya çıktığınızda yanınıza mutlaka powerbank alıyorsanız veya evdeki yatağı koltukları masayı prizin konumuna göre ayarlıyor sanız, plague onami denilen şarj bağımlılığı fobisine sahipsiniz demektir. İlginç değil mi ya da gün içinde cep telefonunuzun titrediğini düşünüp baktığınız oluyor mu oluyor değil mi işte burada? Website deniyor. Yani titreşim anksiyetesi, diğer bir deyişle hayalet titreşim atağı. Tüm bunları anlatmamın nedeni teknolojinin hayatımızın tam kalbine yerleşmesi ile birlikte beraberinde ona bağlı birçok etkin korkunun ve fobinin de hayatımıza dahil olduğu gerçeğini göz önüne sermek. Özellikle artık onlar olmadan yapamadığımız ve neredeyse vücudumuzun bir parçası olarak gördüğümüz, bazen elimizde veya. Cebimizde iken dahi kaybettiğimiz düşüncesiyle evin içinde çılgınlar gibi aradığımız akıllı telefonlarımız daki uygulamalar son yıllarda gerek boşanma veya alacak davaları gibi hukuk davalarında gerekse de hakaret, tehdit gibi ceza hukuku konusu olabilecek. Birçok davada delil aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bahsettiğim uygulamalar arasında whatsapp, web ve bazı flört uygulamaları yer alıyor. Her şeyden önce şunu bilmelisiniz. Mahkeme bir deli sunacaksınız. Onu mutlak suretle hukuka uygun şekilde elde etmiş olmalısınız. Yani ister bir ceza davası ister bir hukuk davası olsun. Eğer hukuka aykırı şekilde delil elde edip mahkemeye sunarsanız karşı tarafta sunulan delilin hukuka uygun şekilde elde edilmediği belirtirse de mahkemede buna kanaat ederse bu durumda hem o delili kullanamazsınız hem de muhtemelen özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğiniz verileri. Hukuka aykırı şekilde elde ettiğiniz için üstüne bir de şikayet halinde ceza davasıyla karşı karşıya kalırsınız. O yüzden bu kısmı çok dikkat etmek gerekiyor, iyi de nasıl hukuka uygun şekilde değerlendireceğiz? Bu soru aklımızdan geçiyor değil mi? Şöyle ki, örneğin whatsapp konuşmalarının boşanma davasında delil olarak kullanılmak istenmesi durumunda telefonunuza karşı tarafın, yani eşinizin hür zaaf ile gönderdiği tüm yazışmalar ses mesajları. Fotoğrafları delil olarak kullanabilirsiniz çünkü bunları zorla kimseden almadınız. Rıza sonucu telefonunuza geldi. Yani ortada ne eşinizin telefonunu zorla ondan alıp kendinize zorla mesaj yazdınız dedi. İçerisindeki bir fotoğraf izinsiz erişip aldınız. Bu sebeple özel hayatın gizliliğini ihlal, suçu ve verileri hukuka aykırı şekilde elde etme suçundan dolayı itham edemez siniz. Tabi yinede bir durumu atlamamak gerekiyor. Siz her ne kadar bu belgeleri. Mahkemeye sunsanızda onların hukuka uygunluğunu ve doğruluğunu denetleme konusunda ancak bilirkişi incelemesinden geçtikten sonra kesinlik kazandırılır. Sonuç olarak şöyle diyebiliriz, evet, watsapp içerikleri mahkemede belli olarak kullanılabilir. Ancak 2 şartla birincisi hukuka uygun şekilde elde edilmiş ise diğeri de bilirkişi bunların hukuka uygunluğunu ve gerçekliğini tespit ederse. About The Author hukukyasa Bu internet sitesine erişim sağlayarak bilgisayarınıza ya da yukarıda açıklanan aygıtlara çerezler yerleştrilebileceğini kabul etmiş bulunmaktasınız . Gizlice Alınan Ses, Görüntü ve Video Kaydının Delil Değeri Nedir? Gizli bir şekilde alınan ses, fotoğraf veya video kayıtları, hukuka uygun elde edildikleri takdirde özel hukuk davalarında ve ceza yargılamalarında delil değerine sahiptir. Sistematik ve planlı bir şekilde delil üretmek amacıyla gizlice/habersizce kaydedilen, bu nedenle hukuka aykırı bir şekilde elde edildiği kabul edilen ses, görüntü veya video kayıtları bir vakıanın ispatı için hukuk veya ceza mahkemelerinde delil olarak kullanılamaz. Makalemizde vatandaşların kendi çabalarıyla gizlice çekim yaparak elde ettikleri ses, görüntü ve video kayıtlarının delil değeri tartışılacaktır. Polis, jandarma veya diğer kolluk görevlilerinin bir soruşturmadaki görevi kapsamında elde ettiği ses, görüntü veya video kayıtlarının delil değeri başka bir yazının konusu olacaktır. Türkiye hukuk sisteminde hukuka aykırı elde edilen deliller yargıç tarafından hükme esas alınamaz Özel hukuk uyuşmazlıkları boşanma davası, alacak davası vb. hakkında mahkeme tarafından karar verilirken hukuka aykırı deliller bir vakıanın ispatında dikkate alınmaz HMK Ceza muhakemesinde “delillerin serbestliği” ilkesi mevcuttur. Ceza davalarında her şey delil olarak değerlendirilebilir. Ancak, şüpheli veya sanığın işlediği suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilebilir CMK Hukuka aykırı elde edilerek ceza davasında kanıt olarak ileri sürülen deliller hakim tarafından reddedilir CMK Mahkeme gerekçeli kararında hukuka aykırı delillerin hangileri olduğunu gösterir CMK Özellikle belirtelim ki, hukuka aykırı elde edilen gizli ses, fotoğraf veya video kaydı çoğu zaman suç teşkil eder. Bu kayıtları hukuka aykırı elde eden kişiler, 5237 sayılı TCK’nın “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen normlardan birini ihlal edebilir. Makalemizin son kısmında gizli yapılan ses, fotoğraf ve video çekimleri nedeniyle oluşan suçlar açıklanmıştır. Hukuka Uygun Olan İzinsiz Ses, Görüntü ve Video Kayıtları Hukuka aykırı elde edilen gizli görüntü ve video kayıtları ceza ve özel hukuk yargılamalarında delil olarak kullanılamaz. Ancak, belli durumlarda yaşanmış bir olayın tarafı olan kişilerin yaptığı kayıtlar hukuka uygun delil olarak kabul edilip ispat amacıyla kullanılabilir. Yargıtay uygulamasında göre, aşağıdaki şartların tümü bir arada gerçekleştiği takdirde elde edilen delil hem özel hukuk hem de ceza hukuku anlamında hukuka uygun delil olarak kabul edilir Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt yapması gerekir. Kendisine veya bir yakınına karşı işlenen herhangi bir suç veya suç teşkil etmese de haksız saldırı yokken yapılan her türlü kayıt hukuka aykırı olup delil değeri yoktur. Kayıt yapan kişinin veya yakınları aleyhine işlenen suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir. Tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları suç teşkil eder. Ses, fotoğraf veya video kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkanından yoksun olması gerekir. Kolluk güçlerine başvurarak kanıtların elde edilmesi mümkünse yapılan kayıtlar hukuka aykırı hale gelir. Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişi kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtları yapmalıdır. Kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılması veya bu amaçla yapılması suç teşkil eder. Kayıtların sunulacağı yetkili makamlar; idari devlet birimleri, polis veya jandarma gibi kolluk görevlileri, savcılık veya mahkeme gibi adli makamlardır. Boşanma davası, alacak davası, tazminat davası gibi özel hukuk davalarında kişinin kendisinin veya bir yakının iddiasını ispatlamak amacıyla bir kereye mahsus yapılan kayıtlar da delil değerine sahiptir. Örneğin, kızını aldatan damadını bir kadınla birlikte sokakta sarılmış bir vaziyette gören kayınvalide bu durumu video kaydı ile tespit edip boşanma davasında kullandığında, yapılan kayıt hukuka uygun delil olarak kabul edilir. Özellikle belirtelim ki, özel dedektiflik bürolarının sistematik ve planlı bir şekilde özel hayatı ihlal edecek şekilde fotoğraf çekmesi, ses kaydı alması veya video kaydı yapması suç teşkil eder. Suç işlenerek elde edilen materyaller ise hiçbir ceza ve hukuk davasında delil olarak kullanılamaz Eşi olan şikayetçinin kendisini aldattığını ispatlamak için özel dedektiflik hizmeti veren diğer sanık ile anlaşarak, mağdur hakkında delil toplamasını istemesi üzerine, sanığın şikayetçinin … isimli bayanla kamuya açık bir kafede oturdukları sıradaki fotoğrafını çekmesi şeklinde gerçekleşen eylemi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur Alacak, Tazminat ve Boşanma Davasında Gizli Ses, Fotoğraf ve Video Kaydının Delil Olarak Kullanılması Özel hukukta “belge delili” her türlü ses, fotoğraf veya videoyu da kapsayan geniş bir anlama sahiptir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre; uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanun’a göre “belge” olarak kabul edilmektedir HMK Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir HMK Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmî makamlar, istenmesi halinde bunu mahkemeye vermek zorundadır HMK Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir HMK m. 219/1. Özel hukuk uyuşmazlıklarında boşanma, alacak, tazminat davası, iş davası vb. bir ispat aracı olarak kabul edilen “belge delili” hukuka uygun bir şekilde elde edilmelidir. Hukuka uygun elde edilmeyen belgeler hiçbir davada delil değerine sahip olmadığı gibi içeriği suç teşkil edebilir. Gizlice yapılan çekim neticesinde elde edilen ses veya video kaydı ile fotoğraflar boşanma davalarının önemli bir delil kaynağı haline gelmiştir. Ancak, boşanma davalarına ibraz edilen bu kayıtların delil olarak kabul edilebilmesi için doğal seyrinde yapılan bir sohbet veya görüntünün kaydedilmesi gerekir. Karşı tarafa özel sorular sorarak, yönlendirme veya tahrik etme suretiyle elde edilen kayıtlar “delil oluşturma” amacını güttüğünden, boşanma davasında da delil olarak kullanılamaz. Boşanma Davası Yargıtay Kararı Sanığın, eşiyle arasındaki boşanma davasında tanıklık yapan ve aynı zamanda bacanağı olan katılanın, duruşmada, eşinin başka bir kişiyle ilişkisi olduğunu bildiği halde ilişkiyi bilmediğine dair yalan beyanda bulunarak suç işlediğini ispat etmek amacıyla, katılanla yaptığı telefon görüşmesinde, “katılana özel olarak sorular sorarak”, katılanın cevaplarını ve aralarındaki tüm konuşmaları cep telefonuyla gizlice kayda aldığı, bilahare ses kayıtlarını CD’ye aktarıp ibraz ederek katılan hakkında yalan tanıklık suçundan şikayetçi olduğu ve kayıtları boşanma davasına da delil olarak sunduğu olayda; sanığın, bir daha delil elde etme olanağının bulunmadığı bir durumda iken, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, katılan hakkında yapacağı şikayete ve boşanma davasına delil oluşturmak amacıyla hareket ederek gizlice kayıt yapıp, bu ses kayıtlarını içerir CD’yi, adli makamlara delil olarak sunduğu; Somut olayda, sanığın, hukuka uygun davrandığının kabul edilemeyeceği cihetle, atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçun yasal unsurları oluşmuştur Alacak davasındaki işçi alacağı, ticari alacak, adi alacak vb. iddiasını ispat amacıyla hareket ederek yönlendirme veya delil oluşturan davranışlar sergilenmeden tespit edilen ses, fotoğraf veya video kayıtları da delil değerine sahiptir. Ancak, bu delillerin alacağı veya hukuki ilişkiyi ne şekilde ispat ettiği Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ispat kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Alacak Davası Yargıtay Kararı Telefon konuşmalarının alacak davasına delil olarak sunulması eylemi yönünden yapılan incelemede; Sanıklardan …’un, sanık … ile katılan arasında gerçekleşen telefon konuşmalarını, katılan ile aralarında görülen alacak davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın eyleminin TCK’nın 132/3. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, alacak davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, bu eylem yönünden sanık …’in beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Hukuk Davası Yargıtay Kararı Davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki iş bu davadan önce görülmekte olan hukuk davasında delil elde etmek üzere, diğer davalıları hasta gibi davacı doktorun muayehanesine yönlendirerek, muayene sırasında aralarında yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda ifade edildiği üzere, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Davacının konuşmalarının kendisinden habersiz olarak davalı Berrin’in yönlendirmesi ile diğer davalılarca kaydedildiği ve kayıt yapan davalıların davacıyı konuşmaya ve kendisini yönlendirmeye çalıştıkları bilirkişi tarafından dökümü yapılan ses kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu delilin hukuka aykırı olarak elde edildiği kabul edilmelidir İş davalarında işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıkların ispatı önemli bir çekişme konusudur. İşçilerin haksız bir şekilde işten atılmaları ve alacaklarının ödenmemesi vakıalarına sıklıkla rastlanmaktadır. Taraflar, iş sözleşmesinin feshinda haklılık, alacak miktarı, çalışma süreleri vb. birçok konuda aralarındaki görüşmeleri ses kaydına alabilmektedir. İş davalarında da ses kayıtları hukuka uygun olmak şartıyla delil olarak kullanılabilir. İş Davası Yargıtay Kararı günü bir kaç güvenlik görevlisi tarafından fiziki ve sözlü şiddete maruz kaldığını ve istifa etmesi konusunda tehdit edildiğini, daha sonra kendisine zorla istifa dilekçesi yazdırıldığını, bu hususun ibraz ettiği ses kaydında da mevcut olduğunu, iş sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davacının bir başka arkadaşının hesabı üzerinden maaşların ödenmediği konusunda bir mesaj yayınladığını, bu davranışının işlerin aksamasına sebebiyet verdiğini, mesajı yayınlayan Saliha Koyun’a sorulduğunda bu mesajı kendisinin yayınlamadığını beyan ettiğini, yapılan araştırmada davacının bu mesajı yayınladığının ortaya çıktığını, davacının izinsiz, gizli bir şekilde başka bir çalışanın adı ile mesaj yayınladığını, maaşlarla ilgili herhangi bir aksaklığın mevcut olmadığını ancak davacının gayri ahlaki davrandığını, davacıdan savunma talep edildiğini ancak mesajın içeriğinin tekrarı olan savunmasını posta ile yolladığını, mesai arkadaşlarının hatalı davrandığını söylemeleri karşısında rahatsız olan davacının kendi isteğiyle istifa ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının hastane otomasyonu üzerinden başka bir personelin şifresini kullanarak işveren aleyhine mesaj yayınladığı, akabinde savunmasının istendiği, davacının savunmasında bu olguyu kabul ve ikrar ettiği ve sonrasında tarihinde istifa ettiği, ayrıca yürütülen Savcılık soruşturmasından davacının hakaret ve tehdide maruz kalmadığının anlaşıldığı, istifa dilekçesinin irade fesadı halleri içerisinde imzalattırıldığı iddiasının kanıtlanamadığı, istifa ederek iş sözleşmesini sona erdiren davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatil ücreti taleplerinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ceza davası dosyasına davacının sunduğu ve çözümü yaptırılan ses kaydındaki konuşmalardan davacının istifaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının davacının iş akdini haklı nedenle fesih hakkı oluşmuş olsa dahi, baskı ve tehdit altında verilen istifa dilekçesinin geçerli olmadığı, istifa dilekçesinin gerçek istifa iradesini taşımadığı, davacının istifaya zorlanmasının işveren feshi niteliğini taşıdığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekir Y7HD İzinsiz Ses, Fotoğraf ve Video Kaydı Alma Suçları Yukarıda anlattığımız zorunluluklar dışında başkasına ait ses, fotoğraf ve videoları izinsiz ele geçirmek, kaydetmek veya yaymak suç teşkil edebilir. 5237 sayılı TCK’ya göre, gizlice/habersizce alınan kayıtlar şu suçların meydana gelmesine neden olabilir Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu İki kişi arasındaki konuşmayı, konuşmanın taraflarından herhangi biri kayıt altına alırsa, bu fiil suç değildir. Ancak, kaydedilen bu konuşmanın üçüncü kişilerle paylaşılması, TCK deki konuşmaların ifşa edilmesi suçunu oluşturur. İki veya daha fazla kişi arasındaki aleni olmayan bir konuşmanın üçüncü kişiler tarafından gizlice kayda alınması, dinlenmesi veya hukuka aykırı ifşa edilmesi yani üçüncü kişilerle paylaşılması konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturur. En az 3 veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi halinde, fail hakkında TCK gereği konuşmaların kaydedilmesi suçu nedeniyle hapis cezasına hükmedilmelidir. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu İki kişi arasındaki telefon, internet uygulamaları, e-mail yoluyla yapılan iletişimin gizlice/izinsiz bir şekilde üçüncü kişiler tarafından dinlenmesi veya kayda alınması halinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşur. İletişimin taraflarından biri görüşmeyi diğer tarafın rızası dışında gizlice kayda almasına rağmen, bu kaydı üçüncü kişilerle paylaşmadığı takdirde suç oluşmaz. Özel hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, özel hayata karşı işlenen diğer suçlara göre genel nitelikte olan bir suçtur. Yani, diğer özel suçlardan biri işlenmişse, içtima kuralları gereği fail özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile değil, işlenen özel suç nedeniyle cezalandırılır. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, failin izinsiz bir şekilde mağdura ait bir özel hayat olayını veya bilgisini elde etmesi, kaydetmesi veya ifşa etesi ile oluşur. Özellikle belirtmek gerekir ki, iki kişi arasındaki konuşmayı taraflardan biri diğer tarafın rızası dışında kaydetmiş olsa dahi özel hayatın gizliliğini ihlal edecek bir takım ses, görüntü veya videolar söz konusuysa özel hayatın gizliliğini ihlal suçu vücut bulur. Gizli Alınan Ses, Fotoğraf veya Video Kayıtlarına Dair Emsal Yargıtay Kararları Yargıtay uygulamasına göre, gizlice yapılan ses, fotoğraf ve video kayıtlarının delil değerine ilişkin emsal kararlar şu şekildedir Telefon Görüşmesinin Tarafı Olan Kişinin Görüşmeyi İzinsiz Kaydetmesi Sanığın bacanağı, boşanma davasında kız kardeşinin sanığı aldatmadığını beyan etmiştir. Sanık ise bacanağının aldatma olgusunu bildiğini, yalan yere tanıklık yaptığını ispatlamak ve yalan tanıklık suçundan şikayetçi olmak için bacanağı ile yaptığı telefon görüşmesini planlı bir şekilde özel sorular sorarak izinsiz kayıt altına almıştır. Hazırlıklı ve planlı bir şekilde yapılan bu kayıt hukuka aykırı olup savcılığa sunulması ise “haberleşmenin gizliliğini ifşa suçu” olarak nitelenir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2015/20 karar. Ses Kayıt Cihazı ile Gizlice Çekilen Ses Kayıtlarının İfşa Edilmesi Fiilen de beraber oldukları dönemde, resmi nikahlı eşi katılanın sadakatinden kuşkulanan ve kendisini aldattığını düşünen sanığın, birlikte yaşadıkları evin mutfağına ses kayıt cihazı yerleştirerek katılanın bir kişiyle telefonda yaptığı konuşmalara dair seslerini kaydedip, bu kayıtları katılanın kendisini aldattığını söyleyerek müşterek arkadaşları N. ve D.’a dinletmesi, bilahare bu kayıtları açılan boşanma davasında mahkemeye delil olarak sunması biçiminde gelişen olayda; sanığın, kendisini aldattığı düşüncesiyle boşanma aşamasına geldiği katılan hakkında açacağı boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacıyla ses kayıt cihazı ile kayıt yaptığı, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği, ancak şikayetçiye ait ses kayıtlarını müşterek arkadaşlarına dinleterek ifşa eden sanık hakkında, TCK’nın 134/2. maddesi uyarınca özel hayatın gizliliğini ifşa suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmesi gerekir Yargıtay 12. Ceza dairesi – 2014/17251 karar. Hakaret Suçunun İspatlanması Amacıyla Gizlice Cep Telefonu ile Ses Kaydı Yapılması Performans değerlendirme toplantısında kendisine hakaret içerikli sözler söylenmesi nedeniyle sanığın üzerindeki cep telefonu ile gizlice kayıt yaptığı, eylemi başka türlü ispat etmesinin mümkün olmadığı yönündeki savunması ile bu savunmayı doğrulayan bilirkişi raporuna göre, sanığın başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken toplantıda kendisine yönelik hakaret içerikli konuşmayı kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olmadığı, bu nedenle sanığın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşmadığı kabul edilmelidir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10205 karar. Üç kişi Arasında Yüzyüze Yapılan Konuşmaların İzinsiz Telefona Kaydedilmesi Şikayetçinin kendi evine geldiği esnada ve eşi ile birlikte şikayetçinin evine gittiklerinde, aralarında geçen konuşmaları, cep telefonunun ses kaydetme fonksiyonunu kullanarak gizlice kaydettiği iddiasına konu olayda; şikayetçi, sanık ve sanığın eşi arasında gerçekleşen iletişimin, başkaları tarafından ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek aleni olmayan “söyleşi” niteliğinde olması ve sanığın doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı ya da ilgili kolluk makamlarına müracaat etmek veya hukuk mahkemesinde dava açmak yerine, katılan tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç örneğin; cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket etmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nun tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmelidir Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10220 karar. Telefon Konuşma İçeriğinin Başkasına Gönderilmesi Sanığın, yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığı katılan Selvi ile yaptığı özel bir telefon konuşmasını kaydederek, rıza olmaksızın katılan Selvi’in eşi katılan Murat’a göndermek suretiyle ifşa ettiği olayda; sanığın, tarafı olduğu haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın açıklaması nedeniyle, TCK’nın 132/3. maddesine uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu meydana getirir Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/18859 karar. Aldatma Zina Olgusunun İspatı Amacıyla E-mail Yazışmalarının İfşası Taraflar arasında hakaret, tehdit, kasten yaralama suçlarından açılmış çeşitli davalar bulunmaktadır. Müşteki erkek, kendi amcasına hiçbir kadınla ilişkisi olmadığını, eşi olan kadın sanık tarafından iftira atıldığını söylemiş, bunu duyan sanık da iftira atmadığını ispatlama çabasına girmiştir. Taraflar arasında uzun süredir devam eden geçimsizlik olup, katılanın, amcasına, herhangi bir bayanla gayrimeşru bir ilişkisinin bulunmadığını beyan ettiğini öğrenen sanığın, katılanın kendisini zan altında bırakan sözlerinin doğru olmadığını, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacıyla daha önceden bildiği katılana ait elektronik posta adresinin ve bu adresle bağlantılı facebook hesabının internet şifrelerini kullanmak suretiyle bilişim sistemindeki katılana özel kısımlara girdiği ve katılanın S. isimli bir bayana gönderdiği elektronik iletileri ele geçirdikten sonra, eşi tarafından aldatıldığının eşinin yakınları tarafından öğrenilmesini sağlamak amacıyla onlara göndermesi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/13367 karar. Tehdit ve Hakaret Suçunun İspatı Amacıyla Gizlice Ses Kaydı Yapılması Katılanların daha önce kendilerine hakaret ve tehdit içerir sözler söylediklerini işiten sanıkların, sabit ev telefonundan katılanlarla yaptıkları görüşmeyi, hakaret ve tehdit vari sözlerin sarfı üzerine teyp cihazı yardımıyla katılanların rızası dışında kasete kaydedip, elde ettikleri teyp kasetini, katılanlar aleyhine tehdit ve hakaret suçlarından açılan ve kendilerinin şikayetçi olarak yer aldıkları davada, vekilleri marifetiyle, mahkemeye delil olarak sunmaları şeklinde gelişen eylemlerinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu işleme kastları yoktur Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2012/18217 karar. Boşanma Davasına Delil Olarak Sunmak Üzere İnternet Yazışmalarının Elde Edilmesi Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda; katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların, sanık tarafından katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK’nın 132/2. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına dair hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay Dairesi - Karar 2016/10731. Eşin Hakaret Sözlerini Gizli Ses Kaydına Almak Suç mudur? Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, katılanın kendisine yönelik onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemez Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/3990. Kavga Görüntülerinin İzinsiz Kaydedilmesi Suç mudur? Yaşı küçük mağdur çocuğun kavga görüntülerinin kaydedilmesi TCK md. 134/1 ikinci cümlesi, bu görüntülerin internet ortamında yayılması da TCK md. 134/2 maddesi ihlal edilmiş olur. Her iki sanık açısından da özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuştur. Yargıtay 12. Ceza - Karar No 2015/1677. Fotoğraf, Video ve Çıplak Görüntüleri İnternetten Başkalarına Gönderme Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarıçıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun vb ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygundur Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/277. Konuşmaların Gizlice Telefona Kaydedilmesi ve Ses Kaydının İfşa Edilmesi Belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmemeleri gerektiği yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, gizliliği sağlamaya özen gösterip, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, özel bir çaba gösterilerek, doğrudan veya dolaylı şekilde zarfı açılmadan ışığa tutulan mektupta olduğu gibi, okunmak veya dinlenmek suretiyle öğrenilmesi eyleminin TCK’nın 132/1-1. cümlesinde; anlaşılabilir olsun ya da olmasın, başkalarının haberleşme içeriklerinin kaydı, yani; yazı, ses, görüntü, özel işaretler gibi ortak sembollerin, başka bir nesne üzerine taşınarak örneğin; ses veya görüntünün, manyetik bant üzerine, yazının başka bir kağıt, defter vb. nesne üzerine geçirilmesi, kopyasının alınması, elektronik iletinin taşınabilir belleğe veya CD’ye aktarılması gibi işlemlerle sabitlenmesi eyleminin TCK’nın 132/1-2. cümlesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal başlığı altında suç olarak tanımlandığı, bu madde kapsamında yer verilmeyen kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin, koşulları bulunduğu takdirde, aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; haberleşme içeriklerinin, haberleşmenin muhatabı olan diğer kişi tarafından, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin TCK’nın 132/3. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, Görüldüğü üzere, kişilerin kendi tarafı oldukları konuşma ve haberleşme içeriklerini kaydetmeleri TCK’nın 133/1. maddesi ve 132/1-2. cümlesi kapsamında suç olarak düzenlenmediği gibi, konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri, Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılanla aralarında geçimsizlik olduğu; ancak, fiilen aynı konutu paylaştıkları dönemde, katılanın, telefonda görüştüğü bir yakınına, evde yaşanan olayları aktardığını ve kendisine sürekli hakaret ettiğinden bahsettiğini düşünerek, katılanın konuşmalarını gizlice telefonuna kaydettiği iddiasına konu olayda, Sanığın eyleminin, kanıtlanması halinde, TCK’nın 132/1-2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği, TCK’nın 132/1-2. maddesinde, 6352 sayılı Kanunun 79. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki düzenlemeye göre, “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/10219. Boşanma Davasındaki İddianın İspatı Amacıyla Gizlice Ses ve Görüntü Kaydı Alınması Katılan sanık …’in aralarında anlaşmazlık bulunan eşi katılan sanık … hakkındaki iddialarını ispatlamak için Arzu’nun ses ve görüntüsünü kaydettiği olayda söz konusu içerikleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki diğer katılan sanık hakkındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, katılan sanık …’nun ise boşanmak istemediğini belirtmek için gelecekte gerçekleşme ihtimali bulunmayan sözleri söylemesi nedeniyle tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığına ilişkin yerel mahkemenin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/2513. Gizli/İzinsiz Ses Kaydının Boşanma Davasına Delil Olarak İbrazı Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, katılanın kendisine yönelik onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat hükmü kurulması gerekir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/3990. Gizli Kamera Yerleştirmek Suretiyle Memurun Zimmet Suçunun İspatı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin E fıkrasının g bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden; İzmir 8. İş Mahkemesi’nde ara kararların yerine getirilmesi için taraflardan alınan pulların sürekli olarak azalması üzerine, pulların akıbetinin belirlenmesi için muhafaza edildiği yerleri gösterecek şekilde mahkeme personelince kaleme kamera yerleştirildiği, tarihinde Mahkeme hakimi ve bir zabıt kâtibi tarafından düzenlenen tutanak ile, tarihinde kaydedilen kamera görüntüsünde, öğle arası olması sebebiyle diğer bir zabıt katibinin masasındaki klavyesinin altına duran pulları davacının alarak kendi odasına götürdüğünün tespit edildiği, davacının disiplin soruşturmasına konu eylemi sebebiyle hakkında zimmet suçundan dolayı yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile davacının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, gizli kamera yerleştirmek suretiyle yasaya aykırı şekilde elde edilmiş kayıtların tek başına delil niteliğinin olmadığı, yaklaşık üç yıl boyunca davacıya isnat edilen suçtan dolayı kuşku duydukları halde kalem personeli ve Hakiminin kaybolan pullara dair herhangi bir tespit yapmadığı, konuyu yetkili makamlara taşımadıkları, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmayan, şüphe ve varsayıma dayanan ifadeler olduğu, bu ifadelerden davacının fiilinin sübuta erip ermediğinin tespitinin mümkün olmadığı, kaldı ki yargılandığı ceza davasında, davacının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat ettiği göz önüne alındığında, davaya konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır Danıştay 16. Daire - Karar 2015/4219. Gizli Kaydedilen Telefon Görüşmesinin Boşanma Davasında Kullanılması Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan … tarafından şahsına ve ailesine sürekli hakaret edildiğini iddia eden sanık …ın, henüz boşanma davasının açılmadığı ve katılanla fiilen birlikte yaşadıkları dönemde, kayınvalidesi ile telefonla görüşmekte olan katılanın kendi ailesine yönelik açıklamalarını ve onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sözlerini gizlice kaydedip, söz konusu ses kayıtlarını yüklediği CD’yi boşanma davasının görüldüğü mahkemeye vekili aracılığıyla verdiği olayda, Katılana ait ses kayıtlarını içeren CD’yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açtığı boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/13132. Boşanma Davasına Delil Olarak Sunulan Gizli Çekim Video Kaydı Sanık …in, 7 yıldır fiilen ayrı yaşadığı resmi nikahlı eşi olan mağdur …nın oturduğu eve, çocukları ile görüşmek için gittiği zamanlarda, konuşulanları ve evin görüntülerini, cep telefonu ile gizlice kaydetmek suretiyle TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Şikayete konu kayıtları içeren CD’lerin taraflar arasındaki boşanma davasının görüldüğü Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2012/1002 esas sayılı dosyasına sunulduğu anlaşılmakla, anılan mahkemeden CD’ler istenip incelenerek ve söz konusu mahkemeye sunulan tarihli 25 sayfalık bilirkişi raporunun tamamının onaylı örneği dosyaya konularak, gerektiğinde yeniden alınacak bilirkişi raporu ve beyanlarla; çekimin mağdurun bilgisi ve rızası dışında yapılıp yapılmadığı, kaydedilen konuşmaların hangi tarihte, nerede ve kimler arasında geçtiği, kayda alınan konuşmaların özel bir gayret gösterilmeksizin başkaları tarafından da duyulabilen aleni konuşmalar olup olmadığı, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bir görüntünün ve/veya konuşmanın kaydedilip kaydedilmediği hususları açıklığa kavuşturulup, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, mağdur tarafından bir kısmı dosyaya sunulan onaysız fotokopiden ibaret tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınıp, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanık hakkında zincirleme şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2017/872. Özel Dedektiflik Bürolarının Gizlice Çektiği Fotoğraf ve Videolar Suç mudur? Mağdur … ile aralarındaki boşanma davası devam etmekte olan sanık …nin, eşinin başka erkeklerle gayri ahlaki ilişkisi olduğunu ve müşterek çocukları … ile ilgilenmediğini ispatlamak amacıyla, özel dedektiflik hizmeti veren diğer sanık … ile anlaşarak, mağdur hakkında delil toplamasını istemesi üzerine, sanık …nın, mağduru, 19 gün boyunca gizlice takip edip, mağdurun kamuya açık alanlarda bulunduğu sırada kimlerle nerede görüştüğünü, mağdurun konuta ve iş yerine geliş-gidiş saatlerini, oğlu …un bu süreçte nerelerde kaldığını tespit ederek, buna ilişkin fotoğraf ve video kayıtlarının yer aldığı CD’yi, tarihli “İş Sonu Raporu” ile birlikte sanık …ye teslim ettiği olayda, Sanıklara isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna ve eylemlerin hukuki nitelendirmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2016/8242. Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali Yoluyla Elde Edilen Delillerin Boşanma Davasında Kullanılması Davacı erkek tarafından sunulan ses kayıtlarına ilişkin CD’nin kadının “özel hayatının gizliliği” ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği anlaşılmaktadır. Hukuka aykırı delil, hükme esas alınamaz. Davalı-davacı kadının boşanmayı gerektirecek başkaca kusurlu bir davranışı ise kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir Yargıtay 2. Hukuk Dairesi - Karar 2016/4800. Ses ve Görüntülerin Gizli Kamerayla Kaydedilerek Boşanma Davasına Sunulması Sanık ile katılanın evli olup aralarında geçimsizlik bulunduğu, katılanın, bir süre ayrı yaşayarak sanığa nafaka davası açtığı, dava sürerken tarafların tekrar bir araya gelerek aynı evde yaşamaya başladıkları, olay günü, sanığın, müşterek çocuk … dışarıda gezdirmek istemesi nedeniyle çıkan tartışmada, katılanın sanığa, küçük düşürücü, incitici ve sinkaflı sözlerle sövdüğü, sanığın da, sözkonusu tartışmaya ilişkin ses ve görüntüleri anahtarlık kamera ile gizlice kayda alarak ses ve görüntü kayıtlarını ilk önce Cumhuriyet Başsavcılığı’na ibraz ederek şikayetçi olduğu, bilahare, kayıtları nafaka davasına karşı açtığı boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda; ses ve görüntü kayıtlarını başkalarına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine karşı bir suç işlendiği kanaatiyle, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak ve karşılıklı açılan davalardaki iddialarını ispat etmek amacı taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından; beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay Dairesi - Karar2014/25543. Kavga Seslerinin İzinsiz Telefon Kaydına Alınarak Mahkemeye Delil Olarak Sunulması Sanığın, karısı olan ve aralarında şiddetli geçimsizlik bulunan katılan ile tartıştıkları sıradaki konuşmaları, rıza olmaksızın cep telefonu ile kayda alarak bilahare ses kayıtlarını, katılanın geçimsizlik nedeniyle açtığı boşanma davasına delil olarak sunduğunun iddia edildiği olayda; sanığın, tartışmanın şiddetlendiği, katılanın eline bıçak aldığı, seni şikayet ederim diye bağırıp çağırdığı, oramı, buramı keserim dediği, şikayet ettiği takdirde ispatlayamayacağını düşündüğü için yatak odasına geçip kapıyı kilitleyerek telefon kaydına geçtiği, bunları da boşanma davasına delil olarak sunduğu, suç işleme kastı bulunmadığı yönündeki savunması ile bilirkişi inceleme raporunda, katılanın, tartışmada sanığa yönelik hakaret ve tehdit suçlarını oluşturabilecek sözler sarfettiğinin anlaşılmasına göre, ses kayıtlarını başkalarına verdiği veya yaydığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlamak ve boşanma davasındaki katılanla geçimsizlikleri olduğu yönündeki iddialarını ispat etmek amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı davrandığı bilinciyle hareket etmediği, atılı özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşmadığı anlaşılmıştır Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2014/24858. Boşanma Davasında Kullanılmak Üzere Hukuka Aykırı Oluşturulan Deliller Yargısal uygulamada somut olayın özelliğine göre farklı yaklaşımlar olmakla birlikte temelinde bir delilin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ile hukuka aykırı olarak yaratılmasının farklı olarak ele alındığı, hukuka aykırı yaratılan delilin hiçbir şekilde kabul edilmemesine karşın, hukuka aykırı olarak elde edilen delil konusunda olayın özelliğine göre farklı değerlendirmelerde bulunulduğu görülmektedir. Nitekim, Yargıtay tarih ve 2002/2-617 E. 2002/648 Sayılı kararında evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davasında davalı kadına ait günlüğün delil olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışılmış ve kararda bu konuya dair olarak aynen;” Zehirli ağacın meyveleri’ olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.” tespiti yapıldıktan sonra yukarda da işaret olunan öğretideki görüşlere yer verilmiş; ardından tarafların birlikte yaşadığı evde, davalı evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdid ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan …defterin yukarda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuçta “öncelikli olarak özel hayatın gizliliğinin korunmasının esas olduğu; ancak somut olayın özelliğinin bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içerdiği; kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılığın olacağı, hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş delillerin ise yasak bir delil olarak değerlendirilemeyeceği; Boşanma davasının zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir dava olduğu ve kocanın eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verilmesi halinde, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirileceği; aynı evde yaşayan kadının, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumda olduğu, kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesinin, bu mekan eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğundan kadın için gizli mekan kabul edilemeyeceği; hiç kimsenin evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamayacağı, özel hayatın gizli alanlarının, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebileceği” vurgulanarak davalıya ait günlük delil olarak kabul edilmiştir. Kararda üzerinde önemle durulan husus, delilin hukuki yollardan elde edildiğinin kabulüdür. Yine gün ve 2003/1-374 E- 2003/370 K. sayılı ilamında ise davacı tarafça muvazaanın kanıtı olarak sadece video kaseti deliline dayanılmış; kararda video kasetinin hukuka aykırı delil olmamakla birlikte, murisin ses ve görüntüsünün kaydedildiği ortam, murisin ses ve görüntüsünün alındığı tarih itibariyle yaşlı, hastalıklar içinde kıvranan, hastaneden çıkmak için yardım bekleyen, her türlü etkiye açık bir kişi olması sebebiyle bu delilin başlı başına muvazaaya kanıt olamayacağı kabul edilmiştir. Bir delilin mahkemece kabul edilebilmesi için, gerek öğretide yer alan ağırlıklı görüş, gerekse de Kararlarında ortaya konulan ölçüt; o delilin usulsüz olarak yaratılmamış olması ve hukuka aykırı biçimde elde edilmemesidir. Vurgulanmalıdır ki, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Somut olaya gelince; Mahkemece, hükme esas alınan CD, davalı kadının rızası dışında kaydedildiği gibi sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulmuştur. O halde bu şekilde oluşturulmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu - Karar 2012/70. Ses Kayıtlarının İzinsiz Kullanılması Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Dava, “hukuka aykırı olarak elde edildiği ileri sürülen ses kayıtlarının kullanılması nedeniyle manevi tazminat” davasıdır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki hukuk davasında delil elde etmek üzere diğer davalılara davacı doktor ile yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olaya gelince, uyuşmazlık; davalılardan Berrin’in davacı ile aralarındaki iş bu davadan önce görülmekte olan hukuk davasında delil elde etmek üzere, diğer davalıları hasta gibi davacı doktorun muayehanesine yönlendirerek, muayene sırasında aralarında yaptıkları görüşmeleri gizlice kaydettirip dosyaya sunması karşısında yapılan bu eylemin hukuka aykırı olup olmadığı, diğer bir deyişle davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda ifade edildiği üzere, bir delilin usulsüz olarak elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır. Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Davacının konuşmalarının kendisinden habersiz olarak davalı Berrin’in yönlendirmesi ile diğer davalılarca kaydedildiği ve kayıt yapan davalıların davacıyı konuşmaya ve kendisini yönlendirmeye çalıştıkları bilirkişi tarafından dökümü yapılan ses kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu delilin hukuka aykırı olarak elde edildiği dosya kapsamı ile sabittir. Her ne kadar davalılar hakkında ceza mahkemesince “kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kaydetme” suçundan 5237 sayılı TCK’nun 133/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı neticeten 500, adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayabilmesi için 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hâkimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle somut olayda ortada ceza hukuku anlamında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığından 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlamayacaktır. Zira karar tarihi itibariyle sanıkların hükmün açıklanmasını talep etme ve sonuçta verilen kararı temyiz kanun yoluna getirme hakları bulunmamaktadır Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gün ve 2011/19-639 esas, 2012/30 karar sayılı ilamı . “Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını” ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gün ve 2011/4-61 E., 2011/79 K.; gün ve 2009/4-169 E., 2009/223 K. sayılı ilamları . Bu nedenlerle 53. maddesi kapsamında hukuk hâkimini bağlayıcı bir ceza mahkumiyeti bulunmamakta ise de, hukuk yargılamasında ceza mahkemesince tespit edilen maddi vakıaları değerlendirilmesi mümkündür. Özel Daire bozma gerekçesine konu teşkil eden Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun anılan içtihadının somut olaya uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Çünkü dava konusu olayda ani gelişen bir durum söz konusu olmadığı gibi, aksine davacı ile davalılardan Berrin arasında uzun süredir devam etmekte olan uyuşmazlıklar ve davalar bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bunun dışında bir daha kanıt elde edememe durumu da yoktur. Çünkü davacının muayenehanesine giden davalıların tanık olarak gösterilmeleri ve dinlenmelerine engel bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle davalıların eylemlerinin davacının kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğu kabul edilmelidir. Yargıtay HGK - Karar 2014/960. İzinsiz/Gizli Ses Kaydı Nedeniyle Tazminat Davası Dava konusu olayda; davacı avukatın, önceki vekil edeni olan dava dışı A.’ün hile ile avukatlık ücret sözleşmesi imzalattığını kanıtlamak amacıyla, davacının evinde isteği dışında gizlice sesini kaydettiği, daha sonra davacının ses kaydı bulunan CD’yi davalının avukatı B.’e vermiştir. Davalı avukat, konuşmaların gizlice kaydedilmesi nedeni ile CD’nin Ceza Muhakemesi Yasası’nın 206/2-a ve 217/2 maddeleri uyarınca hukuka uygun elde edilmiş delil niteliği taşımadığını bilmesi gerekir. Buna rağmen davalı ait İzmir 27. Noterliği’ne başvurarak CD’nin çözümünü yaparak emanete alınmasını istemiştir. Davalı noter başkatibi E. daire dışında notlar alıp çözümü yapmış, davalı noter katibi H. de tutanaklara geçirmiş, çözümleme ve emanet tutanağı noter başkatibi tarafından imzalanarak saklanmak üzere CD’yi emanete almıştır. Davalı noter, Adalet Bakanlığı’nın 93/27, 95/55 ve 98/16 sayılı genelgeleri gereğince, ceza soruşturması ve kovuşturmasına neden olabilecek bir konuda noterlerin tespit yapmaması gerektiği bildirilmesine rağmen bu hususa aykırı davranmıştır. İşlem noter katibi H. tarafından hazırlanarak başkatip E. tarafından imzalanmıştır. Davalı noter, genelgeye uygun işlem yapmayan katip ve başkatip üzerinde gerekli denetim ve gözetim, hatta onları bilgilendirme görevlerini yerine getirmediğinden kusurludur. Noter başkatibi E. ise, CD’nin daire dışında deşifre edilmiş çözümlerini tutanaklara geçirip noter adına imzaladığı için sorumlu bulunmaktadır. Davalı Noter Katibi H., sadece CD çözümünü tutanaklara yazmış olup herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından ona yönelen davanın reddi yerinde görülmüştür. Gizlice kaydedilmiş CD’nin kanıt olarak kullanılamayacağını bilmesi gereken ve çözüm yaptırarak emanete aldıran davalılardan Avukat B.’in eylemi, amacı böyle olmasa bile davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur. Dosyadaki kanıtlardan; ses kaydının yasaya aykırı olarak, gizlice elde edildiği anlaşılmaktadır. Gizli yollardan ses kaydedilmesi, davacının gizli kalması gereken ye açıklanmasında kamu yararı bulunmayan özel yaşamı ile ilgili sırların dışarıya yansıtılması, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur Yargıtay 4. Hukuk Dairesi - Karar 2010/7573. Boşanma Davasında Aldatmanın Zina İspatlanması Amacıyla Gizlice Ses ve Görüntü Kaydı 5237 sayılı TCK’nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşabilmesi için; iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi gerekmekte olup; belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, elverişli araçlar internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb. ve ortak semboller söz, yazı, işaret vb. aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; özel hayata ilişkin olsun ya da olmasın, başka kişi veya kişiler tarafından, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 132/2. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri; ayrıca, konuşmanın taraflarının, diğer tarafın bilgisi ve rızası dışında, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, 5237 sayılı TCK’nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup; koşulları bulunduğu takdirde, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği anlaşılmakla; Aksi kanıtlanmayan savunma ve dosya içeriğine göre; eşi olan katılanın sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, katılanın kullandığı bilgisayara, temin ettiği monitör çoklayıcı ve VGA monitör kablosunu bağlayıp, üst katta bulunan kendisine ait boş daireye koyduğu başka bir bilgisayar monitöründen, katılanın kullanmakta olduğu bilgisayar ile bağlantı sağladıktan sonra, katılanın internet aracılığıyla yaptığı görüşmeleri gizlice takibe aldığı, günü, katılanın MSN yolu ile görüntülü görüşme yaptığını fark ederek, katılanın internet aracılığıyla yaptığı görüşmeyi izlemeye başladığı, bir ara katılanın erkek kardeşini çağırıp onunla, daha sonra yalnız başına görüşmeyi izlemeye devam ettiği, katılan ile katılanın iş yerinden tanıdığı bir erkek arkadaşının konuştuklarını, konuşma sırasında katılanın soyunarak, çıplak vaziyette karşısındakine cinsel içerikli sözler söyleyip, “sanal seks” tabir edilen ilişki içerisine girdiklerini gördüğü, ertesi sabah, cep telefonunun ses kaydetme fonksiyonunu açık bırakarak, odaya gizlice yerleştirdikten sonra, katılana bir önceki gece ile ilgili sorular sorup, isnatlarda bulunarak, katılanın konuya ilişikin verdiği cevapları ve aralarında geçen konuşmaları kaydettiği, ardından katılanın yaptığı görüntülü görüşmeden söz edip, cep telefonuna kaydetmiş olduğu konuşma içeriğini katılan aleyhine açtığı boşanma davasında mahkemeye delil olarak sunduğu iddiasına konu olayda; yapılan yargılama sonucunda, sanığın kastının bulunmaması nedeniyle atılı suçların yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, hükmün onanmasına karar verilmiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar 2012/14791. Facebook Mesajları Delil Olur mu? Davalı tarafça gönderilen Facebook mesajlarında davalının “ TL’lik borcuma ödeme planı çıkarsınlar ve ben de ödemeye başlayayım.” şeklindeki beyanları açıkça borcu kabul anlamında yorumlanmalıdır. Davalı anılan mesajların kendisi tarafından çekildiğini inkar etmediğine göre HMK’nın 199. maddesi anlamında belge niteliğinde kabulü gereken mesajlar doğrultusunda akdi ilişkiyi de inkar etmeyen davalının borcu açıkça kabul ettiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir Yargıtay 19. Hukuk Dairesi - KARAR NO 2016/2351. Tarihi Belli Olmayan İzinsiz Ses Kaydı Delil Olur mu? Dosyanın incelenmesinde, davaya konu edilen ve davalının katıldığı iddia olunan toplantıya ilişkin bir CD’nin dosyaya delil olarak sunulduğu, CD içerisinde yer alan ses kaydının çözümü yaptırılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi raporuna göre CD’de “… 2” isimli bir klasörün yer aldığı, bu klasör içeriğinin 32. dakikadan itibaren başlayarak amatör bir donanım vasıtasıyla kaydedildiği, kaydın kapalı bir ortamda kitleye sesleniş biçiminde olduğunun anlaşıldığı belirtilerek ses kaydının çözüm metninin mahkemeye sunulduğu konu olaya ilişkin delil olarak sunulan CD kaydının hangi tarihte ve ne şekilde kaydının yapıldığı dosyadan anlaşılamamaktadır. Şu durumda mahkemece, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınarak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir Yargıtay 4. Hukuk Dairesi - Karar 2017/6911. Kamera Kaydı Yaparak Savcılık Dosyasına Sunmak Suç mu? Sanığın ayrı yaşadığı eşinin babası olan katılanın evine çocuklarını görmek için geldiğinde çıkan tartışmayı kamera ile kaydedip soruşturma dosyasına delil olarak sunduğu iddia edilen olayda, kayda aldığı görüntüleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine yönelen eylem nedeniyle başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın eylemini ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmaması nedeniyle yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir Yargıtay 12. Ceza Dairesi - Karar No2018/2516. Gizlice/habersizce yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları; bazı durumlarda hukuka uygun delil bazı durumlarda ise suç teşkil ettiğinden, bu şekilde elde edilen delillerin savcılık veya mahkemeye sunulmadan önce avukatlar tarafından değerlendirilmesinde yarar vardır. İstanbul Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur. Boşanma davalarında WhatsApp Mesajları delil olarak kullanılabilir. WhatsApp Mesajları bilirkişi vasıtasıyla gerçekliği tespit edildikten sonra boşanma davalarında delil olarak kullanılabilecektir. Boşanma davasında boşanmaya sebep gösterilen olayların doğruluğunu ispata yarayan bilgi-belge ve kayıtlar delil olarak kullanılır. Bu bilgi ve belgeler olayın özelliklerine ve taleplere göre değişkenlik gösterebilir. Nüfus ve aile kayıtları, başka bir dava dosyası, mahkeme kararı, fotoğraf-kamera kaydı-otel kayıtları-seyahat kayıtları-telefon kayıtları-bilgi-belge-sosyal ve ekonomik durumu ispata yarayan işyeri kayıtları-mal varlığı kayıtları-banka kayıtları-notlar-telefon mesajları-tanıklar-bilirkişi raporları gibi aklınıza gelebilecek her türlü bilgi-belge -kayıt delil olarak mahkemeye sunulabilir. Boşanma Davalarında Kullanılabilecek Deliller Boşanma Davalarında Kullanılabilecek DelillerBoşanma Davalarında Ses Kayıtları Delil Olur mu?Telefon Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu?Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delillerİspat HakkıHukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi Başka bir mahkeme tarafından verilmiş ve davanızı etkileyecek olan kesinleşmiş mahkeme kararları ve dosyası, tanık, bilirkişi incelemesi; keşif, dava dosyaları, icra dosyaları ve diğer dosyalar, boşanma davasını etkileyebilecek diğer dava dosyaları yabancı mahkeme kararları, ihtar dosyası ve noter tarafından yapılan tespite ilişkin evraklar özellikle terk sebebiyle açılan boşanma davalarında mutlaka ihtar gereklidir.nüfus ve aile kayıtları, her türlü -bilgi belge, mektuplar, eşlerin yazdığı notlar, tuttuğu günlükler, cep telefonu, elektronik posta ve sosyal medyadaki kayıtlar, faturalar, banka ve kredi kartı bilgileri, şirket bilgileri, işyeri bilgileri, ses ve kamera kayıtları, fotoğraflar, telefon görüşme kayıtları, seyahat bilgileri bunların hepsi boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Boşanma avukatı bu delillerin hangisinin, hangi olgunun ispatı için kullanılacağı yönünde size yol gösterir rehberlik eder. Boşanma Davalarında Ses Kayıtları Delil Olur mu? “görüntü veya ses kaydı” gibi veriler delil niteliğinde kabul edilmiştir. Yargıtay konu ile ilgili vermiş olduğu bir kararında “elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü ve ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde” delil olarak hükme esas teşkil edebilir şeklinde karar vermiştir. Boşanma davalarında taraflara ait ses kayıtları boşanmaya konu olan olaylarla ilgili ise delil olarak kullanılabilir. Dava dilekçesinde belirtilmeyen konular ve sebepler ile ilgili kayıtlar mahkemede delil olarak kullanılmaz, kullanılsa bile bir işe yaramaz. Mahkemede kullanılacak delillerin davaya konu olayların ispatına yönelik olması gerekir. Eşlerden biri -aldatma-sadakatsiz davranış-hakaret veya tehdit- davranışlar bulunuyorsa ve bu davranışlar boşanmaya sebep gösterilmiş ise bu davranışları ispata yarayan ses ve görüntü kayıtları davada delil olarak kullanılabilir. Yani özetle boşanma davası avukatları tarafından hazırlanan boşanma dava dilekçeleri ve ekinde sunulan ses kayıtları, telefon kayıtları boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir. Ancak hangi delilin hangi olgunun ispatı için kullanılacağı, hangi delillerin kullanılmayacağı hususu uzmanlık gerektiren bir konu olduğundan bu hususları ancak deneyimli bir boşanma avukatı İstanbul avukatları değerlendirebilir. Telefon Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu? Boşanma davalarında eşler birbirlerinin telefon görüşmesi kayıtlarını delil olarak kullanabilir. Eşlerin kiminle ne zaman ne kadar süreyle görüşüldüğü hususu GSM operatörlerinden istenebilir. Fakat operatörler konuşma içeriklerini kayıt etmezler. Bu ancak mahkeme kararıyla olabilir. Aksi takdirde söz konusu kayıtlar bakımından hukuka aykırı delil tartışması gündeme gelebilir. Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Deliller Anayasamızın 38. Maddesinin 6. Fıkrası “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” hükmünü içerir. Tarafların ileri sürmüş oldukları vakaları “İSPAT” hakkı bulunmaktadır. Ancak her hakta olduğu gibi bu hakkın kullanımı da sınırsız ve koşulsuz değildir. Ayrıca “hakkın kötüye kullanılmasını kanun korumaz” genel geçer bir kuraldır. 189. maddesi ispat hakkının nasıl kullanılacağını düzenlemiştir. İspat Hakkı MADDE 189– 1 Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. 2 Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. 3 Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz. 4 Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir. Maddenin 2. Fıkrası hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin ispat aracı olarak kullanılamayacağı hususunu açıkça düzenlemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002 tarihli bir kararında özetle; “ -Zehirli Ağacın Meyveleri- olarak ifade edilen hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda Medeni Usul Hukukunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Öncelikli olarak hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış̧, tehdit ya da zorla elde edilmiş̧ ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş̧ deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekânda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde ya da yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekânın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdükleri bir yer olduğundan kadın gizli mekân kabul edilemez. “Hiç̧ kimse evindeki bir mekânda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş̧ sayılamaz.” Şeklinde karar vermiştir. BU KARARDAN DA ANLAŞILACAĞI ÜZERE ORTAK EVDE ELE GEÇİRİLEN GÜNLÜK-HATIRA-NOT DEFTERİ İLE MEKTUPLAR HUKUKA AYKIRI DELİL OLARAK KABUL EDİLEMEZ. ANCAK ÇALINMIŞ, TEHDİT VEYA ZORLA ELDE EDİLMİŞ DELİLLER HUKUKA AYKIRI DELİL OLARAK KABUL EDİLİR. Aynı şekilde ses ve görüntü kayıtları ile fotoğraflarda delil olarak kullanılabilmesi için bu delillerin hukuka aykırı bir şekilde yaratılmamış olması gerekmektedir. Örneğin eşlerden birinin bayıltılarak fotoğraflarının çekilmesi veya iğne yapılarak ses ve görüntü kaydının alınması gibi. Bunun dışında gizlice çekilen fotoğraflar, ses ve görüntü kayıtları, güvenlik kamerası kayıtları, telefon görüşmelerinin kayda alınması hukuka aykırı delil teşkil etmez. Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi Yukarıdaki açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere “hukuka aykırı şeklide yaratılan” veya hukuka aykırı şekilde ele geçirilen deliller hukuka aykırı delil kabul edilir ve boşanma davalarında delil olarak kabul edilmezler. Yine bir vakıanın ispatı için ileri sürülen delilin geçerli olup olamadığına mahkeme karar verir. Bu nedenle boşanma davalarında elde olan bütün deliller boşanmaya sebep gösterilen olayların ispatı için olmak kaydıyla dosyaya sunulmasında fayda vardır.

cep telefonu kayıtları mahkemede delil olur mu